Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/15660 E. 2016/14479 K. 12.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15660
KARAR NO : 2016/14479
KARAR TARİHİ : 12.12.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı ; davalının İstanbul İli, Maltepe İlçesi, … Mevkiinde bulunan 12 Pafta, 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını davacıya satması konusunda 58.000 TL’ye 08.03.2006 tarihli sözleşme ile anlaştıklarını, tapu devrini vermesi için davalının dava dışı arkadaşı Arif Ünal’a vekalet verdiğini, vekaletnamede taşınmazın pafta numarasının yanlış yazılması nedeniyle satışın yapılamadığını ve tapu devrinin verilmediğini belirterek davalıya ödenen 58.000 TL asıl alacak ile birlikte 32.564.22 TL işlemiş faiz toplamı 90.564.22 TL’den başlatılan icra takibine karşı davalının haksız itiraz ettiğini, davalının takip dosyasına yaptığı kısmi ödemesi nedeniyle bakiye 84.314,22 TL yönünden itirazının iptali ile alacağın likit olduğundan %20 inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ; taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesinin geçerli olmadığını, davacının gerçekte 6.250 TL ödediğini, bu miktarı da icra dosyasına ödediklerini, belgedeki miktarın sonradan yazıldığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7. İcra Müd. 2012/11423 Esas nolu dosyada yaptığı itirazın 13.276,56 TL asıl alacak,755,37 TL faiz yönünde iptali ile, davalının icra dairesine yaptığı ödeme düşüldüğünde bakiye 7.559,69 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya kapsamından, davalıya ait 12 pafta, 1 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın bedeli alınarak …’ya(davacıya) satıldığına ilişkin 08.03.2006 tarihli “Sözleşme “başlıklı belgede bedelin nakten ve tamamen alındığı belirtilerek, dava dışı …’nın kendi adına asalaten ,davalı … ,dava dışı Hakan Turna ve Aydan Güçlü adına vekaleten imzalandığı ve “… vekili Arif Ünal’dan 232.000 YTL aldim ” notunun yazılı bulunduğu, davalının satış için vekalet verdiği dava dışı Arif Ünal’ın vekaletnamesindeki pafta numarasının yanlış yazılması nedeniyle satışın yapılamadığı anlaşılmaktadır.

Davada, 08.03.2006 tarihli geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin tahsili talep edilmektedir.
Taraflar arasında “Sözleşme ” adı altında düzenlenen 08.03.2006 tarihli belgedeki imzanın davalıya vekaleten …’ya ait olduğu ve davalıya ait taşınmazın davacıya satıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin miktarı konusundadır.
08.03.2006 tarihli “Sözleşme ” başlıklı belgede satış bedeli 232.000 TL olarak yazıldığından, bu miktarın sonradan yazıldığının veya gerçek bedeli yansıtmadığının ispat yükü sözleşmenin aksini iddia eden davalıdadır.
TMK’nun 6.maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”, HMK’nun 190.maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
Dava konusu belgede yazılı olan bedel dışında, davacı tarafından daha az satış bedelinin ödendiğini iddia eden davalı, bu iddiasını ve iddia ettiği satış bedelini ispat ile yükümlüdür.
Buna göre , mahkemece; davalıya sözleşmenin aslını ve bedel iddiası ile ilgili delillerini ibraz etmesi için mehil verilip, ibraz edilecek delillerin incelenerek, gerekirse davalının cevap dilekçesinde “yemin” deliline dayanması nedeniyle davalının bu konuda davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılarak oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Yukarıda anlatılanlar ışığında yapılacak inceleme ile taraflarca isbat edilecek satış bedeli miktarına ve sonucuna göre davacı temyiz itirazları değerlendirilebileceğinden, bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.