Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/15481 E. 2017/3884 K. 27.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/15481
KARAR NO : 2017/3884
KARAR TARİHİ : 27.03.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile 2014 yılında boşandıklarını ve boşanma neticesinde müşterek çocukları olan 2002 doğumlu …..’in velayetinin kendisine verildiğini,müşterek çocuk lehine aylık 250 TL’lik nafakaya hükmedildiğini,aradan geçen sürede müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek,aylık 250 TL’lik iştirak nafakasının 1.000 TL ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, ekonomik durumunun kötü olduğunu,yeniden evlendiğini,bu nedenle borçları bulunduğunu,davacının ise bir market zincirinde yönetici olarak çalıştığını ve aylık 2.000 TL’nin üzerinde maaş aldığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile,müşterek çocuk ….. için boşanma neticesinde hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 75 TL artırılarak aylık 325 TL ye çıkarılmasına karar verilmiş,hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Dava iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK ‘nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece,nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda;tarafların 2014 yılında boşandıkları,boşanma neticesinde tarafların müşterek çocukları 2002 doğumlu …..’in velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği sabittir.Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise,davacının bir mağazada işçi olarak çalıştığı ve aylık 1.700 TL geliri bulunduğu, aylık 850 TL kira ödemesi olduğu;
davalının ise uzman çavuş olduğu, aylık 3.500 TL geliri bulunduğu, aylık 550 TL kira ödemesi olduğu,yeniden evlendiği,eşinin ev hanımı olduğu,Seferihisar’da üzerine kayıtlı bir dairesi ile 2008 model aracı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki somut davada,nafakanın hükmedildiği 2014 yılından itibaren bu dava tarihine kadar aradan geçen yaklaşık 1 yıllık sürede tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları,hükmedilen nafakanın niteliği,müşterek çocuğun yaşı,eğitim vb.masrafları da dikkate alındığında,müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı az olup TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,nafakanın hükmedildiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen yaklaşık 1 yıllık süre,bu sürede müşterek çocuğun yaşı,eğitim vb. ihtiyaçlarının artması ve aradan geçen sürede davalının gelir durumunda meydana gelen artış da gözetilerek; daha uygun bir nafaka artış miktarının belirlenmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.