YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14853
KARAR NO : 2017/3245
KARAR TARİHİ : 16.03.2017
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına karar verildiğini; davalının nakliye işi ile uğraştığını, şirketin davalı ve bir kısım akrabalarının iştiraki ile kurulduğunu, davalının aylık gelirinin 5.000 TL üstünde olduğunu; müşterek çocuğun Koleje gittiğini, zaruri ve eğitim masraflarının sağlanması amacıyla nafakanın artırılması gerektiğini ileri sürerek; aylık nafakanın 750 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı duruşmada; Kargo şirketinde şoförlük yaptığını, 1.450 TL maaş aldığını, ayrıca 100 TL yemek ücreti aldığını, üzerine kayıtlı bir aracının olduğunu, 450 TL kira ödediğini, nafakayı en fazla 150 TL arttırabileceğini; davacının, çocuğu koleje göndereceğini, durumunun müsait olduğunu söylediğini, okulun giderlerinin karşılama imkânının olmadığını, davayı kısmen kabul ettiğini 250 TL’ye yükseltebileceğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının 250 TL’ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
TMK. nun 182/2.maddesinde; Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi