Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/14417 E. 2017/3147 K. 15.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/14417
KARAR NO : 2017/3147
KARAR TARİHİ : 15.03.2017

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkilinin anne ve babasının 13/04/1998 tarihinde boşandığını, velayetinin ise annesine verildiğini, müvekkiline anneannesi ve dedesinin baktığını, tüm ihtiyaçları ile onların ilgilendiğini, müvekkilinin İstanbul’da Almanca öğretmenliği okuduğunu, devlet yurtlarının okuluna uzak olması nedeniyle özel yurtta kaldığını, aylık 800,00TL yurt parası ödediğini, bunun haricinde yeme içme, ulaşım, kırtasiye gibi giderlerinin olduğunu, anneanne ve dedesinin bu ihtiyaçlara yetişemediğini beyan ederek aylık 1.000,00TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı ve annesinin boşanma sırasında herhangi bir nafaka talep etmediklerini, davacının bu zamana kadar kendisini arayıp sormadığını, davacı dışında üniversiteye hazırlanan iki çocuğu daha olduğunu, kendisinin ise hediyelik eşya dükkanında sigortalı olarak çalıştığını, yardım edecek maddi gücü olmadığını belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 250 TL yardım nafakası takdirine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 250 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364)
Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir.
Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK’nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların baba ile kızı oldukları, davacının ….i 1. sınıf öğrencisi olduğu, çalışmadığı, davalının ise sigortalı olarak çalıştığı ayrıca çiftçi olup kendisine ait fındık bahçesi ve fındık geliri bulunduğu, kendisine ait evde oturduğu, ayrıca üzerine kayıtlı bir evi daha bulunduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve üniversite öğrencisi olan davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davacı lehine az miktar nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.