Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2016/13904 E. 2016/13560 K. 29.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13904
KARAR NO : 2016/13560
KARAR TARİHİ : 29.11.2016

Davacı … ile davalı … aralarındaki itirazın iptali davasına dair … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20/01/2015 günlü ve 2014/659 E. -2015/22 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 17/06/2015 günlü ve 2015/3968 E. – 2015/11297 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan … Mahallesi ….parselde kayıtlı taşınmazın …..kat….nolu dairesinin 15.07.2006 tarihli harici satış sözleşmesi ile 40.000,00 TL’ye satın aldığını ve bedelin ödendiğini, yine taraflardan birinin edimini yerine getirmediği takdirde 20.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı halde davalının bu yerin tapusunu vermediğini, bunun üzerine davalı aleyhine asıl alacak, cezai şart ve faiz toplamı üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davaya konu edilen dairenin satışı konusunda anlaşan müvekkilinin söz konusu senedi imzalayarak 40.000,00 TL aldığını ve daireyi davacıya teslim ettiğini, yapılan anlaşmaya göre imar görmemiş bu parselin imara açılmasından sonra kat irtifak veya mülkiyet kurularak tapu devrinin yapılmasının kararlaştırıldığını, belediyece yapılan şuyulandırma sonrası taşınmazın % 40 kısmının Maliye Hazinesine geçtiğini, bundan dolayı paydaşın rızası olmadan kat irtifakı kurulamadığını, müvekkili tarafından hukuki imkânsızlık nedeniyle tapunun verilemediğini, davacının da bunu bildiğini, 6 yıldır bu dairede oturduğunu, icra takibi yapmasının müvekkilinden daha fazla para almak amaçlı olduğunu, söz konusu harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu nedenle 40.000 TL bedel dışında cezai şart ve faiz talep edilemeyeceğini, söz konusu bedel yönünden temerrüt gerçekleşmediği için faiz de istenemeyeceğini, iade hakkını talepte gecikerek zararını arttıran davacıya ayrı bir miktar paranın ödenmesini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve icra takibinin asıl alacak ve faizler kapsamında 73.975 TL dahilinde devamına, bu kapsamdaki itirazın iptaline karar verilmiş, hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.06.2015 tarih ve 2015/3968 Esas- 2015/11297 Karar sayılı ilamı ile ” Bozma ilamı sonrasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava konusu harici satım sözleşmesi gereği ödenen 40.000 TL’nin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek yapılan hesaplamada dava tarihi itibariyle 73.795 TL’ye ulaştığı, 40.000 TL’nin takip tarihinde yasal faizi ile birlikte ulaştığı bedelin ise 60,580 TL olduğu hesaplanmıştır.
O halde; mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, icra takibine vaki itirazın 40.000 TL asıl alacak ve 20.580 TL işlemiş faiz olmak üzere 60.580 TL yönünden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan ”…73.795 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…60.580 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına” karar verilmiş, davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Karar düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede; Dairemiz ilamında taraflar lehine hükmedilen vekâlet ücretinin ve yargılama giderinin ve davalıya yüklenilen harcın zuhulen düzeltilmeden onandığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Dairemizin 17.06.2015 tarih ve 2015/3968 Esas- 2015/11297 Karar sayılı kararının kaldırılarak anılan kararın aşağıdaki gibi düzeltilmesine;
O halde; mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda taleple bağlılık ilkesi gözetilerek, icra takibine vaki itirazın 40.000 TL asıl alacak ve 20.580 TL işlemiş faiz olmak üzere 60.580 TL yönünden iptali ile bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan ”…73.795 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…60.580 TL” ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının altıncı bendinde yer alan “Alınması gerekli 5.053 TL harçtan peşin alınan ve ıslah dilekçesi kapsamında ikmal edilen harç toplamı olan 875 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.178 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına” ifadelerinin çıkarılarak yerine “Alınması gerekli 4.138,22 TL harçtan peşin alınan ve ıslah dilekçesi kapsamında ikmal edilen harç toplamı olan 875 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.263,22 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına” ifadelerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının yedinci bendinde yer alan ” ….483,27TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…395,75 TL” ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının sekizinci bendinde yer alan ” 8.318,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…6.963,80 TL” ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının dokuzuncu bendinde yer alan ” 2.400 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…3.818,00 TL” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.