YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10960
KARAR NO : 2016/14220
KARAR TARİHİ : 08.12.2016
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 11400833 ve 11843345 nolu elektrik abonelikleri nedeniyle düzenlenen faturalarda davalının haksız olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve yargılama sırasında belirlenecek değere dava değerini artırmak üzere, abonelik tarihi ile sınırlı olarak dava tarihinden geriye doğru on yıllık dönemde fazladan tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinden 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 06.05.2015 harç tarihli dilekçe ile talebini 9.824 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava, 6335 sayılı yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.
Anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılır… Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere, dava konusu aboneliklerin ticarethane aboneliğine ilişkin olduğundan uyuşmazlık; ticari mahiyette olup,davanın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, o yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, yok ise davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağına karar verilerek, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde Asliye Hukuk Mahkemesi olarak işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.