Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/9729 E. 2015/17468 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9729
KARAR NO : 2015/17468
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : HATAY 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2015
NUMARASI : 2014/713-2015/280
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının davalıların babası olduğunu, rahatsız olduğunu, emekli olduğunu, yardım ile geçindiğini, kredi borcu olduğunu ileri sürerek, 750.00.- şer TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 300.00.- er TL yardım nafakasına karar verilmiş,hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.’nun 364/1.maddesinde; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”,
TMK.’nun 365/2 maddesinde; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı babanın, 1948 doğumlu ve evli olduğu, davalılardan başka 1975 doğumlu bir kızı daha olduğu, 1.150.00.- TL emekli maaşı aldığı, 04/11/2014 tarihinden beri huzurevinde kaldığı, oda ücretinin 414.00.- TL olduğu, davacıya demiyelinizan hastalık tanısı konulduğu, kredi borcu bulunduğu; davalı Deniz’in, 1981 doğumlu olduğu, bekar olduğu, kardeşi ile annesinin evinde kaldığı, bir şirkette 2.500.00.- TL maaş ile çalıştığı, ablasına kardeşi Pınar ile birlikte ayda 1.500.00.- TL gönderdiği, bir evi olduğu, annesinin bu evde kaldığı; davalı Pınar ‘ın 1984 doğumlu olduğu, bekar olduğu, ablası ile annesinin evinde kaldığı, bir şirkette 1.500.00.- TL maaş ile çalıştığı, ablasına ablası Deniz ile birlikte ayda 1.500.00.- TL gönderdiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının emekli maaşı alıyor oluşu, sağlık güvencesinin bulunması, eşinden de destek alabileceği değerlendirildiğinde; davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarları çok olduğundan hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalıların gelir durumu, davacının giderleri, davacının eşinin de davacıya destek olma yükümlülüğü değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi ( TMK 4. Maddesi) de gözetilerek; daha uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.