Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/9164 E. 2015/16954 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9164
KARAR NO : 2015/16954
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : EDİRNE AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2015
NUMARASI : 2014/712-2015/146

Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ekonomik zorluklar nedeniyle Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesine devam edemediğini, harç ödeyemediğini, dershaneye gitmesi gerektiğini ileri sürerek; 1.500.00.- TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; 100.00.-TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK.’nun 328/2.maddesine göre; “Çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler”.
TMK.’nun 364/1.maddesine göre ise; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”.
TMK.’nun 365/2 maddesinde de; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davalı babanın emekli olduğu,1.000.00.-TL emekli maaşı aldığı, büfe işlettiği, büfeden 1.000.00.-TL gelir elde ettiği, kendi evinde kaldığı; dava dışı annenin ise, çalışmadığı, kendi evinde kaldığı; davacının ise, öğrenci olduğu, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesine 24/10/2013 tarihinde kayıt olduğu, kaydı yenilenmediğinden 15/09/2014 tarihinden beri öğrencilik haklarından yararlanamadığı, kaydı yenilenir ise devam hakkı olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ve dava dışı annenin ekonomik sosyal durumları ve davacı öğrencinin ihtiyaçları değerlendirildiğinde davacı yararına takdir edilen yardım nafakası miktarı azdır, bu nedenle hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de ev hanımı olup, çalışmadığı ve hakkaniyet ilkesi (TMK 4. maddesi) de gözetilerek, daha uygun bir miktarda yardım nafakası takdir etmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.