Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/9004 E. 2015/16091 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9004
KARAR NO : 2015/16091
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : GEMLİK 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2015
NUMARASI : 2014/661-2015/64

Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,dava dilekçesi ile; davalıdan evlilik dışı çocuğu olduğunu ileri sürerek, kendisi ve çocuk için 350.00.- şer TL nafaka ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı duruşmada; davayı kabul etmediğini, çocuğun babası olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, çocuk için 200.00.- TL nafaka ödenmesine, davacının kendisi için nafaka talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Evlilik dışı doğan çocuk yönünden babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla babası arasında soy bağının kurulmuş olması zorunludur. T.M.K. 333.maddesinde; “Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. Eldeki dava babalık davası değildir. Babalık davası ile birlikte nafaka istenmemiştir. Çocuk ile anne arasındaki soy bağı doğumla kurulur. Baba ile soy bağı ise, tanıma, anne ile evlilik ve hakim hükmüyle kurulur. Soy bağı ayrıca evlat edinme yolu ile de kurulur (TMK. m.282). Dosyada yer alan nüfus kaydından, çocuğun ( Ç.. Ş.. ) baba adının Semih, soyadının Şişeci olduğu, çocuğun anne soyadı ile annenin nüfus kaydına tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir deyiş ile; davalı ile bu çocuk arasında, kanunda gösterilen yöntemlerden biriyle bir soy bağı kurulmadığı görülmektedir. Bu durumda, soy bağının hüküm ve sonucu olan bakım yükümlülüğü henüz davalı için gerçekleşmemiştir. Öyle ise, çocukla davalı baba arasında soy bağı kurulmasına yönelik olarak dava açılıp açılmadığı araştırılarak, açılmışsa sonucunun beklenmesi ve hasıl olarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.