YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8995
KARAR NO : 2015/16094
KARAR TARİHİ : 19.10.2015
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2015
NUMARASI : 2014/588-2015/206
Taraflar arasındaki yardım nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının Giresun Üniversitesi …………. Fakültesi ……………bölümünü kazandığını, masrafları olduğunu ileri sürerek; aylık 125.00.TL olan yardım nafakasının 800.00.TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiş; duruşmada ise, aylık 175.00.TL yardım nafakası ödeyebileceğini belirtmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yardım nafakasının 225.00.TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.’nun 328/2.maddesinde; “Çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler”,
TMK.’nun 364/1.maddesinde; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”,
TMK.’nun 365/2 maddesinde; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davalı babanın emekli olduğu, 2.000.00.TL emekli maaşı aldığı, yeniden evlendiği, eşinin evinde yaşadığı, dava dışı annenin ise çalışmadığı, babasının evinde kaldığı, davacının ise öğrenci olduğu, aylık130.00.TL yurt için ödediği, aylık 330.00.TL burs aldığı anlaşılmaktadır. Tarafların ve dava dışı annenin ekonomik sosyal durumları ve davacı öğrencinin ihtiyaçları değerlendirildiğinde davacı yararına takdir edilen (artırılan) yardım nafakası miktarı az olduğundan hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, davacının giderleri, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü değerlendirilerek ve hakkaniyet ilkesi (TMK 4. maddesi) de gözetilerek daha uygun bir yardım nafakası takdir etmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.