Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/8670 E. 2015/16322 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8670
KARAR NO : 2015/16322
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : ADANA 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2015
NUMARASI : 2015/5-2015/310

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Adana 6.Aile Mahkemesinin 2011/1257 E-1370 K.sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukların anneye verildiğini, müşterek iki çocuğun her biri için aylık 250’şer TL iştirak nafakasına, bu nafakalara her yıl TÜFE+ÜFE ortalaması oranında artış uygulanmasına karar verildiğini, ancak çocukların bakım ve eğitim durumu nazara alındığında bunun yetersiz kaldığını ileri sürerek her bir çocuk için aylık 250’şer TL olan iştirak nafakasının aylık 250’şer TL arttırımına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin maaşının ortada olduğunu, nafakaların önceden TÜFE+ÜFE oranında arttırıldığını, bu arttırımdan sonra tarafların maddi durumlarında olağanüstü değişiklikler bulunmadığını, müvekkilinin çocuklarıyla ilgilendiğini, nafaka dışında tüm sosyal ihtiyaçlarını, giyim, sağlık ve okul giderlerini fazlasıyla karşıladığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, Adana 6.Aile Mahkemesinin 2011/1257 E-137 K sayılı dosyasında müşterek çocuk 2001 doğumlu V. T. yararına hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350 TL’ye, müşterek çocuk 2008 doğumlu O. A. yararına hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 300 TL’ye arttırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 182/2.maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.
Adana 6.Aile Mahkemesinin 2011/1257 E-1370 K karar sayılı dosyasının celp ve tetkikinden, tarafların boşandıkları, müşterek çocuklar 2001 doğumlu V. T. ile 2008 doğumlu O. A. ‘nın velayetlerinin anneye verildiği, çocuklar yararına aylık 250’şer TL iştirak nafakasına, bu nafakalara her yıl TÜFE+ÜFE ortalaması oranında artış uygulanmasına karar verildiği, kararın 01/02/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir.Boşanma davasının 01.02.2012 tarihinde kesinleştiği, iş bu nafaka artırım davasının ise 05.01.2015 tarihinde açıldığı görülmüş olup, geçen süre içerisinde çocukların yaşı ve eğitim durumu dikkate alındığında ihtiyaçlarının da doğal olarak arttığının kabulü gerekmektedir.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha yüksek oranda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde, iştirak nafakasına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.