YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8609
KARAR NO : 2015/16036
KARAR TARİHİ : 19.10.2015
MAHKEMESİ : MENDERES 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2015
NUMARASI : 2014/94-2015/56
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile tarafların Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/413 Esas, 2000/33 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı lehine 20,00 TL nafakaya hükmedildiğini, nafakanın yetersiz olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının 350 TL’ye yükseltilmesini ve her yıl Tüketici Fiyat Endeksi oranında artış uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 175.maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.
TMK’nun 176/4.maddesinde de; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda, tarafların 2000 yılında boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 20 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 19.03.2014 tarihinde açıldığı, davacının hurda toplayarak geçimini sağladığı, davalının çalışmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.