Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/8551 E. 2015/16340 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8551
KARAR NO : 2015/16340
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2015
NUMARASI : 2014/877-2015/213

Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19 yaşında olduğunu, ………… Üniversitesi ……….. Fakültesi ………. Bölümü 1. Sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin öğrenci olması ve derslerinin yoğunluğu sebebiyle çalışmak ve para kazanmak imkanına sahip olmadığını, müvekkilinin babası olan davalının, iş bu davanın açılma tarihine kadar hiçbir ekonomik yardımda bulunmadığını, müvekkilinin öncelikle rızası ile yardımı beklediğini ancak bunun mümkün olamayacağını anladıktan sonra iş bu davayı açmak zorunda kaldığını, davalının 7.000 TL gelirine rağmen müvekkiline hiçbir suretle maddi yardımda bulunmadığını, ünversite hayatı yaşayan müvekkilinin gerek eğitim giderleri anlamında, gerekse sosyal yaşantısı anlamında belirli standardı sağlaması için müvekkili lehine aylık 2.750 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Kendisinin doktor olarak görev yaptığını, çok çalıştığını, müşterek çocuklar ile beraber oturdukları köşk mahallesindeki evi aldığını, tazminat olarak avukat ve icra masraflarıyla beraber 38.632 TL ödeme emri geldiğini, Kasım 2014 itibariyle maaşından aylık 915 TL kesilmeye başlandığını, aynı zamanda kızı F. S. için bir buçuk yıldır aylık 523 TL ödediğini, yıllar sonra evden tek bir eşya almadan ayrıldığını ve her şeyi yeniden aldığını, kira, aidat, yakıt ödediğini, kendisine yaklaşık olarak 6300 TL para kaldığını, Kızı F. S. ‘in nafakası ve icranın maaşından yaptığı yaklaşık 1450 TL kesintisi sonucunda kendisine maaştan yaklaşık 4850TL kaldığını, kendisinin de hayatını belli bir standartta devam ettirmesi gerektiğini, oğlu S.. S..’in istemiş olduğu 2750 TL nafakanın oldukça fazla olduğunu, annesi Ş.. K..’un Anadolu Ticaret Meslek Lisesinde müdür yardımcısı olarak görev yaptığını aylık yaklaşık 3000 TL maaş aldığını, yardım nafakasının, bu şartlara göre makul seviyede belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte dava tarihinden itibaren başlamak üzere davacı yararına aylık 700.-TL yardım nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 700,00 TL nafakanın davacı öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364)
Bu bağlamda; belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri gözönünde bulundurulmalı, TMK’nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.
Somut olayda; davacının davalının oğlu olduğu, ………… Üniversitesi …….. Fakültesi ….. Bölümü 1. Sınıf öğrencisi olduğu, eğitim ücretinin yıllık 16.000 TL olduğu, davacının annesi ile yaşadığı, annesinin lisede okul müdür yardımcısı olduğu, aylık 2.500 TL geliri olduğu; davalının hekim olduğu, aylık 7.923 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; nafakanın niteliği, davalı babanın gelir durumu, davacının ihtiyaçları, yıllık eğitim ücreti nazara alındığında, hükmedilen nafaka miktarının az ol olduğu, davacının zaruri ihtiyaçlarını karşılamayacağı kanaatine varılmış, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülerek, daha yüksek oranda nafaka takdiri için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.