YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8543
KARAR NO : 2015/16346
KARAR TARİHİ : 21.10.2015
MAHKEMESİ : ÇORLU 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2014
NUMARASI : 2014/148-2014/866
Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müşterek çocukları 2001 doğumlu Çağatay’ın velayetinin boşanma ile birlikte davalı babaya verildiğini ancak Çorlu Aile Mahkemesinin 2011/828 Esas 2012/721 Karar sayı ilamı ile müşterek çocuğun velayetinin davalıdan alınarak davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk Çağatay’ın … sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin evlendiğini, eşinden boşanmak üzere olduğunu, davacının anne oğul olarak birlikte ikamet ettiklerini, davacının herhangi bir gelirinin olmadığını, ayda 500,00-TL kira ödediğini, barınma, beslenme, ısınma, giyinme ve müşterek çocuğun eğitim giderleri vb tüm giderlerin davacının annesi ve babası tarafından karşılandığını, davalının Çorlu Belediyesi’nde çalıştığını, aylık 3.000,00-TL civarında maaş aldığını, davalının kendi evinde oturduğunu, müşterek çocuğunun ayrıca özel dershaneye gittiğini, her ay 100,00 TL ingilizce kursu , 200,00 TL temel eğitim kursu olmak üzere aylık 300,00 TL kurs ücreti ödediğini, davalının müşterek çocuğun hiçbir giderine katılmadığını, müşterek çocuğun gelişimi ve eğitim giderleri için gerekli olan masrafların karşılanması için bu davanın açılması gerektiğini, müşterek çocuğu için aylık 500,00-TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı duruşmadaki beyanında; davanın reddine karar verilmesini istediğini, şu anda çalıştığı yerde asgari ücret aldığını, maaş bordrosunu sunduğunu, ikamet için kullandığı konut için aylık 350,00-TL kira ödediğini, buna ilişkin kira sözleşmesini sunduğunu, davacının talep ettiği nafaka bedelinin çok yüksek olduğunu, ödemesinin imkansız olduğunu, müşterek çocuğu için aylık 100,00 TL nafaka ödeyebileceğini, arabasının 1,5 yıldır vergisini dahi ödeyemediğini, aracın kazalı olduğunu, satışta çok düşük değer biçildiğini, müşterek çocuğunun son iki yıldır annesi ile kaldığını, bu süre zarfından önceki tüm masraflarını karşıladığını, sünnet düğününü dahi yaptığını, davacının sünnet düğününe dahi gelmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte müşterek çocuk için karar kesinleşinceye kadar tedbir, kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere 100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakası talebine ilişkindir.
TMK.’nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, çocuğun 2001 doğumlu olduğu, 7. sınıfa devam ettiği, çocuk için dershane ücreti olarak aylık 230 TL ödendiği, davacı annenin ev hanımı olduğu, aylık 600 TL kira ödediği, davalının mermercide çalıştığı, aylık 860 TL ücret aldığı, adına kayıtlı aracının olduğu, 350 TL kira ödediği anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın ) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece, müşterek çocuğun ihtiyaçları ve davalının gelir durumu gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.