Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/849 E. 2015/20846 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/849
KARAR NO : 2015/20846
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

MAHKEMESİ : KARAMAN 1. ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2014
NUMARASI : 2013/628-2014/735

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde;davacı aleyhine 30.10.2013 tarihli fatura ile 7.075,34 TL borç tahakkuk ettirildiğini, ilgili fatura dayanağının ise 23.10.2013 tarihli tutulan tutanakta mühür kırma suçu olarak belirtildiğini, tutulan tutanağın gerçeği yansıtmadığını,davacının yaz aylarında ilgili abonelikten gerekli görüldüğü durumlarda elektrik kullandığını,genellikle diğer abonelikten kullanımı olduğunu, bu nedenle mühür kırma işlemini bu panoya ilişkin gerçekleştirmesinin hayatın olağan akışına ters olduğunu,davacının sayaca müdahalesi olmadığını, yine yönetmeliğe göre de en son işarın alındığı tarihten itibaren hesaplama yapılması gerektiğini,davacıya tahakkuk ettirilen borcun afaki olduğunu belirterek,davacının 7.075,34 TL tahakkuk miktarından borçlu olmadığının ve ilgili sayaçta herhangi bir mühür kırma işleminin olmadığının tespitini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;yapılan kontrollerde davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini,yönetmelik uyarınca davacıya 7.075,34 TL’lik kaçak elektrik kullanım bedelinin fatura edildiğini, davacının laboratuvar sonucuna göre Bakanlık mühürlerine müdahale ederek kullanılan enerjinin 1/3’ünün sayaçtan geçirilmesine engel olduğunu, tüketimin kaydedilmesini engellemek suretiyle kaçak elektrik kullandığını, davalının ilgili yönetmelik ve kurul kararı uyarınca tahakkuk yaptığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile,davacının 30.10.2013 tarihli faturaya ilişkin olarak 4.073,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “ Süre ” başlıklı bölümünde;
“Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda, aşağıda belirlenen süreler esas alınır.
1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak alınır.
Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz. ” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davaya konu sayaca ilişkin 04.10.2013 tarihli Makel Elektronik Sayaç Raporu ile “Bakanlık mühürlerine müdahale edilerek S fazı gerilim kablosunun kesildiği,R fazı gerilim kablosunun ise kesilerek yerine yeniden takıldığı,bu şekilde sayaca müdahale edildiği” tespit edilmiş; bu tespit üzerine davalı elektrik şirketi tarafından 23.10.2013 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiştir.
Bu tutanağa istinaden 30.10.2013 tarihli fatura ile 09.05.2013-15.08.2013 tarihleri arası kaçak tüketim hesabı yapılarak 7.075,34 TL’lik fatura tahakkuk edilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 08.08.2014 tarihli raporda,kaçak elektrik bedeli ile cezalı elektrik bedeli hesaplanmış;ancak yukarıda ifade edilen 622 sayılı Kurul kararının 1.maddesinin (a) bendinin 2.fıkrası uyarınca 01.08.2013 son okuma tarihi ile 15.08.2013 sayaç değiştirme tutanak tarihi arasındaki 14 günlük süre için ek tahakkuk hesabı yapılmamış ve mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir.
Talep edilen ek tahakkuk bedelinin yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntem ile hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece dosyanın bilirkişiye yeniden tevdi ile bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği ek tahakkuk miktarının hesaplanması konusunda denetime elverişli ek rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.