YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8479
KARAR NO : 2015/16119
KARAR TARİHİ : 19.10.2015
MAHKEMESİ : ANAMUR 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2015
NUMARASI : 2014/290-2015/34
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili lehine boşanma davasında hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ve davalının maddi durumunun iyileştiğini iddia ederek 2.500 TL’ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; daha evvel davacı için takdir edilen 200,00 TL yoksulluk nafakasının davalının mali durumunun gelişmesi ve ilk nafaka tarihinden dava tarihine kadar uzun süre geçmiş olması nedeniyle 500,00 TL artırılarak aylık 700,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
TMK’nun 175.maddesine göre; ”Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.”
TMK’nun 176/4. maddesine göre ise; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, bekar olduğu, kira ödemediği, davalının ise emekli avukat olduğu, çiftçilik yaptığı, muz tarlası olduğu, kira ödemediği, bir adet dükkanı olduğu ve evli olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların, Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/15 Esas ve 2003/146 Karar sayılı ile boşandıkları ve davacı lehine 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, boşanma dosyasında tespit edilen tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü değişim olmadığı halde davalının ekonomik ve sosyal durumu ile TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE 12 aylık ortalama artış oranına göre orantısız şekilde yüksek nafakaya hükmedilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE 12 aylık ortalama artış oranı nazara alınmak suretiyle, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmetmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.