Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/8442 E. 2015/16109 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/8442
KARAR NO : 2015/16109
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : ÇORLU 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2015
NUMARASI : 2014/187-2015/32

Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak; davacı eş için aylık 800,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ayrı yaşamakta davalının bir kusuru olmadığını, davalının emekli maaşı dışında geliri olmadığını ve çocuklarının yardımıyla geçindiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 150,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK. md.186/son).
Dosyada taraflar hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, Bulgaristan’dan emekli olduğu, 130,00 TL emekli maaşı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, Çorlu’da bir adet evi olduğu tespit edilmiş, davalının ise emekli olduğu, aylık 1.200,00 TL maaşı olduğu, kızı ile kaldığı, kira ödemediği, üzerine kayıtlı iki evi çocuklarına devrettiği tespit edilmiştir.
Nafaka takdirinde, davacının istemin tedbir nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tüm dosya kapsamı ve nafakanın niteliğine göre mahkemece takdir edilen nafaka miktarı az olup, Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.