YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7929
KARAR NO : 2015/15886
KARAR TARİHİ : 15.10.2015
MAHKEMESİ : NİĞDE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2015
NUMARASI : 2013/998-2015/25
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin hayvancılık yaptığı mandırasına ait ………. tesisat ………… sayaç nolu ticarethane aboneliği ile ilgili olarak davalı tarafından 18/10/2012 tarihinde toplam 12.048,40 TL elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalıya anılan miktar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının abone olunmadan önceki dönemde ………….. seri nolu kişisel sayaç üzerinden kaçak olarak elektrik kullandığını, sayaç üzerindeki 26236 khw tüketim miktarını tutanak ile tespit ederek abone olunduktan sonraki faturaya yansıttığını savunarak;davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek, Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 622 sayılı kararına göre değerlendirme yapılmadan, davalının yaptığı uygulamanın ve tahakkukların doğru olduğunu bildirmiş, mahkemece bu bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Uzman bilirkişi heyeti tarafından, dava konusu tahakkuk dönem ve türlerinin esas alınması, dava konusunun kaçak elektrik tüketimi veya normal kullanım bedelinden kaynaklanıp kaynaklandığının açıklığa kavuşturulması, kaçak elektrik tespit tutanaklarına ilişkin olarak EPMHY ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusudur. Sadece kurum tahakkuklarının doğru olduğunun vurgulanmakla yetinilen bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığından hükme esas alınamaz.
Hal böyle olunca; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı hükümlerine göre ve Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde değerlendirilip hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.