Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/7653 E. 2015/10699 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7653
KARAR NO : 2015/10699
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2010/112-2013/106

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin İstanbul K… Otomobil Pazarında otomobil almak için gezerken davaya konu aracı almak istediğini ve gerekli işlemler için 21.07.2004 tarihinde gittiği, Beşiktaş 16.Noterliğinin …. yevmiye no.lu 21/07/2004 tarihli kati satış sözleşmesi ile sahte kimlikli şahsın satıcı olduğu sözleşmenin düzenlendiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin 24.000TL bedel ödediğini, Trafik Sicil Müdürlüğüne gittiğinde aracın çalıntı olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine araca el konulduğunu ve davacı hakkında yasal işlemler başlatıldığını, bu durum nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü iddia ederek 24.000TL’nin 21.07.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; somut olayda, ceza dosyasındaki 31.07.2004 tarihli ekspertiz raporuna göre notere ibraz edilen iğfal kabiliyetine haiz belgeleri kullanan 3.kişinin bu eylemi ile illiyet bağının kesildiği, böylece davalı noterin sorumluluğunun ortadan kalktığı, nitekim noterin işlem yaptığı belgelerin sahte ve iğfal kabiliyetine haiz olduğuna ilişkin mahkumiyet hükmünün de kesinleştiği, bu sahte belgeler kendisine ibraz edilen noterin normal işlemini yaptığı ve artık iğfal kabiliyeti bulunan bu belgelerin menşeini araştırmasına gerek bulunmadığı gerekçesi ile davacının davayı ispat edemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; noterin işlem yaptığı belgelerin sahte ve iğfal kabiliyetine haiz olduğu ve bu ekspertiz raporuna göre verilen mahkumiyet hükmünün kesinleştiği, bu sahte belgeler kendisine ibraz edilen noterin normal işlemini yaptığı ve artık iğfal kabiliyeti bulunan bu belgelerin menşeini araştırmasına gerek bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, sahteciliğe konu olan belgeler üzerinde başkaca inceleme yapılmadığı görülmektedir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan BK’nun 53.maddesi ilk cümlesine göre,” Hakim kusur bulunup bulunmadığına karar vermek için, ceza hukukunun sorumluluk kurallarıyla bağlı değildir.” Madde metninden çıkan anlama göre, bağlı olunmayacak olan yalnızca ”ceza hukukunun sorumluluk kurallarıdır. Zira, sorumluluğu belirlemede ceza hukukunun kuralları ile özel hukukun kuralları farklıdır. Şöyle ki ;
1- Ceza hukukunda sorumluluk için kural ”kast” arandığı halde, hukuki sorumluluk için ”kusur” tanımı esas alınmıştır.
2- Haksız eylem sorumluluğu kusura dayalı sorumluluk olup, bu kusur kasdi ve ihmali eylem sonucu meydana gelir.
3- Ceza yasaları bir çok suçlar için yalnızca ”kast” arar, ”ihmali” kural olarak kusur saymaz.
4- Oysa özel hukukta kusurun ihmal türü önemlidir. Zararlı sonucu istememekle birlikte bunun gerçekleşmemesi için gerekli dikkat ve özenin gösterilememesi durumunda ihmalin var olduğu kabul edilir, dikkatsizlik ve özensizliğin varlığı, diğer unsurların bulunması koşuluyla hukuki sorumluluk için yeterlidir.
Buna göre hukuk hakimi, ceza yasalarının sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı değildir, kaldı ki somut olayda hükme esas alınan İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/233E sayılı dava dosyasında noter olan N.. N.. hakkında yargılama yapılıp hüküm kurulmamış, yukarı da bahsi geçen 31.07.2004 tarihli ekspertiz raporunda da satış sırasında kullanılan nüfus cüzdanının iğfal kabiliyeti olup olmadığı konusunda herhangi bir tespit yapılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, ceza yasalarının sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, davalı noterin satış işlemini yaptığı satıcı konumunda bulunan dava dışı H… U.. adına düzenlenmiş sahte kimlik ve belgeler getirtilerek, gerektiğinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, söz konusu kimliğin iğfal kaabiliyeti olup olmadığı ve davalı noter yönünden illiyet bağının kesilip kesilmediği hususunda araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ceza mahkemesinde alınan ekspertiz raporu esas alınarak yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.