YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6932
KARAR NO : 2015/8207
KARAR TARİHİ : 11.05.2015
MAHKEMESİ : BAFRA 3. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2013/460-2014/10
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin meskeninde babası adına kayıtlı olan elektrik aboneliğini kullandığını, 03.06.2013 tarihinde davalı dağıtım şirketine ait AG hattında nötr arızası sebebiyle oluşan dengesiz gerilimden dolayı, meskeninin mutfağında başlayan yangın sonucunda müvekkiline ait muhtelif ev eşyalarının zarar gördüğünü ileri sürerek; 6100 Sayılı HMK nun 107. maddesi uyarınca, tespit edilecek tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında abonelik sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla değilde genel mahkeme olarak bakılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; talebin haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, 4077 sayılı Yasa irdelendiğinde; davaya söz konusu yasanın uygulanması için öncelikle yasada tanımı yapılan tüketici, satıcı ve taraflar arasında hukuken geçerli bir sözleşmenin bulunması gerektiği, abonelik sözleşmesinin davacının murisine ait olduğu dikkate alındığında davacı ile davalı arasında yapılmış bir abonelik sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle yargılamaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dava dosyasının nöbetçi asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının murisinin, davalı dağıtım şirketinin mesken elektrik abonesi olduğu, davacının aboneliğin kurulu bulunduğu meskende ikamet ettiği ve elektriği fiilen kullandığı, davanın ise davalı şirkete ait elektrik hatlarından kaynaklandığı ileri sürülen yangın nedeniyle zarar gören ev eşyalarının tazmini istemine ilişkin olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
./.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; zararın meydana geldiği meskende, 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında elektrik aboneliğinin kurulu bulunduğu ve davacının bu aboneliğin fiili kullanıcısı olduğu, davalı dağıtım şirketi tarafından tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedelinin davacı tarafından ödendiği, dolayısıyla taraflar arasında “sözleşme benzeri” bir ilişkinin kurulduğu kabul edilmelidir.
4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, mahkemece; davanın tüketici mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek, tarafların delillerinin usulünce toplanması ve uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davanın açıldığı yerde ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmadığından, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakan asliye hukuk mahkemesince, dava dosyasına genel mahkeme sıfatıyla bakılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, görevsizlik nedeniyle dava dosyasının nöbetçi asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.