YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6893
KARAR NO : 2015/9793
KARAR TARİHİ : 28.05.2015
MAHKEMESİ : DEVELİ 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2014
NUMARASI : 2013/90-2014/139
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; davalıyla boşandıklarını, on yıl önce lehine takdir edilen nafakanın, paranın alım gücünün geçen süreçte azalması nedeniyle ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını belirterek; ödenmekte olan aylık 400,00 TL nafakanın aylık 850,00 TL’ye çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, artırılması talep olunan nafakaya on yıl önce hükmedilmediğini, davacı lehine ilk olarak 210,00 TL nafaka takdir edildiğini, 30.03.2012 tarihli ilamla nafakanın 400,00 TL’ye çıkarıldığını, diğer taraftan müvekkilinin boşanırken davacıya ev verdiğini, davacının bu evden kira geliri elde ettiğini, müvekkilinin, emekli olduğunu, yeniden evlendiğini, talep olunan nafakayı ödeyecek ekonomik gücünün bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 600,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir.
Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.(TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
./..
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2001 yılında evlendikleri, davalının 10.10.2003 tarihinde boşanma davası açtığı, davacı kadının da nafaka davası açtığı, nafaka dosyasının boşanma dosyasıyla birleştirildiği, 13.04.2006 tarihli ilamla boşanma davasının reddine, nafaka davasının kısmen kabulüne, 210,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verildiği, davalı kocanın, 01.06.2011 tarihinde davacı kadın aleyhine yeniden boşanma davası açtığı, 30.03.2012 tarihli ilamla tarafların boşanmalarına ve davacı kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki artırım davasının ise 1 yıl 5 ay sonra 26.08.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmememiştir. Bu bağlamda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen artırım miktarı fazladır.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan nedenlerle, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafakanın takdir edildiği tarihte kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu fazla miktarda artışa hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.