Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/670 E. 2015/8405 K. 12.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/670
KARAR NO : 2015/8405
KARAR TARİHİ : 12.05.2015

MAHKEMESİ : BANAZ ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/08/2014
NUMARASI : 2013/142-2014/214

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde;tarafların Banaz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/321 E. 2001/140 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını,boşanma neticesinde davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,kararın üzerinden 12 yıl geçtiğini,2001 yılında hükmedilen yoksulluk nafakasının günün ekonomik koşulları,ağırlaşan hayat şartları altında yetersiz kaldığını ve işsiz olan davacının ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini belirterek davalının sosyal ekonomik durumunun iyi olması,enflasyon karşısında paranın alım gücünün düşüşü gözetilerek aylık 100 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 1.000 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının boşanma dosyasında belirlendiği gibi halen yurtdışında(Almanya’da) ikamet edip çalıştığını,çalışmasa dahi Almanya’da ayda en az 800 Euro maaş aldığını,ancak bu işsizlik ödeneğinin 12 yıl sürmesinin Alman yasalarına göre mümkün olmadığını,bir iş bularak çalışmasının istenildiğini,bulamadığını beyan ederse Alman makamlarınca kendisine uygun bir iş bulunarak çalışmasının sağlanacağını,çalışmadığı takdirde ise Almanya’dan çıkarılıp ülkesine gönderildiğini,bu nedenlerle davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu,bunun yanı sıra davacıya ait gayrimenkuller bulunduğunu,bunun araştırılmasını talep ettiklerini,yine davacının ölen babasından miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazlar olduğunu,davalının ise Almanya’da yaşadığını,yeniden evlenmiş olup bu evliliğinden 7 ve 10 yaşlarında iki çocuğunun bulunduğunu,davalının bankalardan kredi kullandığını ve bu kredilerin taksitlerini ödemekte zorlandığını,nitekim davalının aylık 950 Euro kredi borcu ödediğini,talep edilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
./..
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile davacı lehine hükmedilen aylık 100 TL’lik yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 750 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır.
Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 26.11.2001 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla belirlendiği, eldeki artırım davasının 06.05.2013 tarihinde açıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmüştür.
Mahkemece, yoksulluk nafakasına karar verilen 26.11.2001 tarihinden arttırım davasının açıldığı 06.05.2013 tarihine kadar geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.