YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/6041
KARAR NO : 2015/9609
KARAR TARİHİ : 27.05.2015
MAHKEMESİ : MAÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2011/11-2013/157
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı A.O.. A.. ve İ.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; Trabzon İli, … İlçesi, … Mah. 825 parselde davalı T.. A..’nın, 882 parselde davalı A.. O.. A..’nın 886 parselde ise diğer davalıların malik olduğunu, davacı ile davalılar arasında yapılan anlaşma gereği davacının parsel numaraları bildirilen davalılar adına kayıtlı taşınmazların yola cephesi olan kısmında istinat duvarı yaptırdığını, buna karşılık davalıların da taşınmazın bitişiğindeki yolun davacı lehine genişletilmesine izin verdiklerini, ancak ilerleyen zaman içinde davalıların davacının paylı mülkiyetinde bulunan taşınmaz üzerinde kendilerine bir oto dönüş yeri tahsis edilmesini istediklerini, davacının buna izin vermediğini, davalıların da anlaşmayı bertaraf ederek davacı lehine genişletilen yolun ortasına kazık dikerek davacının geçişini engellediklerini ileri sürerek, öncelikle dava konusu parseller üzerinde davacı lehine irtifak hakkı tesis edilmesini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilikin hakları saklı kalarak duvar örmek için yapılan harcamaların yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İ.. A.. vd. vekili dilekçesinde; davalıların yolun yapılmasına rızaları olmadığını, tamamının şehir dışında yaşadığını, yol yapılması olayından haberleri olmadıklarını, irtifak tesisi talebinin kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istimiştir.
Davalı A.. O.. A.. davacıya yol verdiğini, kendi evini davacının yıktığını, sonra da bu davayı açtığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne ve 8.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı A.. O.. A.. ve davalı İ.. A.. vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalıların temyizlerinin incelenmesinde;
./..
1-Davalılar dava konusu parsellerin malikleridir, ancak davalı A.. O.. A.. 882 parsel, davalı T.. A.. 825, diğer davalılar ise 886 parsel malikleri olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Davalıların dava konusu farklı parsellerde malik olduklarının anlaşılması karşısında, hükmedilen bedelin yazılı şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her bir dava konusu taşınmaz üzerinden geçen duvarın ölçüsü ve maliyet giderlerinin ayrı ayrı hesaplanmış olmasına rağmen, mahkemece, her bir taşınmaz ve maliki yönünden ayrı ayrı değil, bedellerin toplamı üzerinden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Medeni Kanun madde 722/1 gereğince bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.2.fıkra hükmüne göre de arazinin maliki de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.
Aynı kanunun 723. maddesi gereğince ise malzeme sökülüp alınmaz ise, arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.
Bu hükme göre hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı değeri geçmeyebilir. Anılan hüküm esas itibariyle BK.nun 61 ve devamı ( TBK 77 vd.) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Davalıların TMK.722/2 hükmüne göre malzemenin sökülüp alınmasını istemek imkânı da bulunmaktadır. Davacıların iyi niyetli olmadığı mahkemece saptandığı takdirde; ifade edildiği üzere, malzeme sökülüp alınmaz ise, taşınmaz malikinin zenginleştiği miktarın iadesini isteyebileceği düşünülerek yargılama yapılmalıdır.
Faydalı ve zaruri giderlerden doğan bedelin sebepsiz iktisap kurallarına göre belirlenmesi için yapının, toprak malikine sağladığı yararlanmanın derecesinin belirlenmesi gerekir. Böyle oluncada, yapı, toprağın malikine hiçbir yarar sağlamıyorsa, gereçlerin malikine herhangi birşey ödemesi gerekmez. (Prof.Dr.S.S.Tekinay. Eşya Hukuku 1971. Sh.402.-Prof.Dr.K.Oğuzman- Doç.Dr.Ö.Seliçi Eşya Hukuku 1970.Sh.154)
Somut olayda, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazlar üzerindeki duvarın arazi malik açısından bir yarar sağlayıp sağlamadığı, ve bu hususta MK.723. maddesi gereğince davalı açısından sebepsiz zenginleşme koşullarının oluşup oluşmadığının, mahkemece tartışılmaması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.