YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/597
KARAR NO : 2015/3674
KARAR TARİHİ : 09.03.2015
MAHKEMESİ : PINARHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2013/218-2013/211
Taraflar arasındaki tüketici hakem heyeti kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalı elektrik abonesi tarafından dönem faturalarına kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle Pınarhisar Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulduğunu, hakem heyetince tüketicinin talebinin kabulü ile 349,74 TL’nin tüketiciye iadesine ve bu bedellerin bir daha alınmamasına karar verildiğini, hukuka aykırı olan Pınarhisar Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 28.06.2013 tarih ve 434 nolu kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmet ve iletim bedellerinin, elektrik satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, söz konusu bu bedellerin kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlendiği, bu bedellerin belirlenmesi için alınan kurul kararının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinin kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacakları, Elektrik Piyasası Kanununun 12. maddesi ile Kurul kararlarının Danıştay’da iptali istenebileceğinin düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde hakem heyetinin kendi görevine girmeyen bir konuda karar verdiği gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile hakem heyeti kararının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde; “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun 3. maddesinde; “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan kanunun 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir.
Somut olayda; davacı elektrik dağıtım şirketinin (satıcı), davalıya (abone) ait işyerine ücret karşılığında elektrik kullanım hizmeti sunduğu, davalının kanunda tanımı verilen tüketici tanımına uymadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacı ile davalı arasındaki ilişki işyeri abonelik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yukarıda vurgulandığı üzere davada 4077 sayılı kanun değil genel hükümler uygulanacaktır. Bu durumda, ihtilafa tüketici hakem heyetinin bakma yetkisi ve görevi bulunmamaktadır.
Buna karşın, 4077 sayılı kanunun 22/5. maddesi uyarınca, tüketici hakem heyeti kararlarına karşı ancak tüketici mahkemeleri nezdinde itiraz olunabileceğinden, mahkemece davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yerindedir.
Bu durumda, mahkemece; Tüketici Hakem Heyetinin ticarethane aboneliğine ilişkin bir konuda karar aldığı, ne var ki bu konunun görevi içinde bulunmadığı, Tüketici Hakem Heyeti kararlarınında ancak Tüketici Mahkemesi tarafından iptal edilebileceği nazara alınarak işin esasına girilmeden sadece hakem heyeti kararının usul yönünden iptali ile yetinilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi yerinde değildir.
Bu itibarla, sonucu itibariyle davanın kabulü doğru olup, hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 09.03.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.
.