Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/5823 E. 2015/10581 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5823
KARAR NO : 2015/10581
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2014
NUMARASI : 2014/673-2014/1158

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı dilekçesinde, davalı kurum tarafından, kaçak elektrik kullandığı gerekçesi ile toplam 3632 TL fatura tanzim edildiğini, ancak bu faturadan sorumlu olmadığını beyan ederek, tahakkuk eden borçtan dolayı davalı kuruma borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının meskeninde kofradan kaynak makinesine harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullandığını, müvekilinin yapmış olduğu işlemlerin usule uygun olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Verilen bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 10.03.2013 tarih, 2014/1427 E. 2014/3695 K. Sayılı kararı ve “…Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda; davacıya ait bağevinin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesi, celbedilip incelenmemiştir.Mahkemece; davacı adına yapılan abonelik sözleşmesinin aslının celbedilmesi ve bu yönde taraf delilleri toplandıktan sonra, sözleşmenin mesken aboneliğine ait olduğunun tespiti halinde tüketici mahkemelerinin görevli bulunduğu, aksi halde genel mahkemelelerin görevli olduğu gözetilerek uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesi ile bozularak mahalli mahkemesine iade edilmiş, mahkemece, bozma kararına uyulması neticesinde yapılan yargılamaya göre, davacıya aik abonelik dosyasının celbi istenilmiş, davalı kurum tarafından arşivde yapılan inceleme neticesinde, dosyanın bulunamadığı bildirilmiş,mahkeme tarafından bu durum gerekçe gösterilerek,davacı lehine mesken aboneneliği kabul edilmiş ve tüketici mahkemesi sıfatı ile yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, verilen bu hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının , davalı kurum tarafından hakkında tahakkuk ettirilen faturadan dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kurul kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince, davacı kurum görevlileri tarafından yapılan denetimde davacının meskeninde 02.08.2009 tarihli kaçak tutanağı tutulduğu tutanakta ” ..kofradan kaynak makinesine harici hat çekilmek suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı..”şerhi düşüldüğü, bu tutanağa istinaden ,2306 TL kaçak tahukkuk, 1032 TL kaçak ek tahakuk ve 294 TL endeks esaslı ek tahakuk olmak üzere topalm 3632 TL’lik fatura tanzim olunduğu; mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından kaçak elektrik tüketimi hesabının, 122 sayılı EPDK kararına göre hesaplandığı mahkemece bu bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Oysa, kaçak tutanak tarihi esas alındığında, davalı tarafın sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin, 01.01.2006 günlü ve 622 sayılı kurul kararı esas alınarak ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükmü dikkate alınarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe ve kurul kararına uygun değildir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler esas alınmak suretiyle, davaya konu olan kaçak elektrik kullanımı nedeniyle düzenlenen faturanın yerinde olup olmadığı hususunda Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı Kurul Kararı dikkate alınarak rapor hazırlamak üzere dosyanın yeniden uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek, alınacak rapor doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.