Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/5361 E. 2015/14263 K. 16.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/5361
KARAR NO : 2015/14263
KARAR TARİHİ : 16.09.2015

MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2014/554-2014/794

Taraflar arasındaki yardım nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; Elazığ 2. Aile Mahkemesinin 2013/117 E. 2013/438 K. sayılı ilamı müvekkili lehine yardım nafakasına hükmolunduğunu, iş bu karar verildiğinde üniversiteye hazırlanan müvekkilinin şu anda Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenci olduğunu, müvekkilinin eğitimini sürdürmesi için babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğunu, davalının savcı olarak görev yaptığını, aylık geliri yüksek olan bir insan olduğunu, annesinin çalışmadığını belirterek 750,00- TL olan yardım nafakasının aylık 1.500,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için Elazığ 2. Aile Mahkemesi’nin 2013/117 E. 2013/438 K. sayılı ilamı ile hüküm altına alınan aylık 750,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren 50,00 TL arttırılarak aylık 800,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.
TMK.’nun 328/1.maddesinde; “çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler”.
TMK.’nun 364/1.maddesinde; “herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”.
TMK.’nun 365/2 maddesinde; “dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.

Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. Sınıf öğrencisi olduğu, davacının annesi ile birlikte yaşadığı ve herhangi bir gelirinin bulunmadığı, annesinin sevgi evlerinde çalıştığı, davacının 300 TL öğrenim kredisi aldığı; davalının ise Cumhuriyet Savcısı olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; eğitim ve sosyal durumunun değişmesi nedeniyle ihtiyaçları artan davacının geçinmesi için gerekli ve nafaka yükümlüsü olan davalı babanın tesbit edilen gelir durumuna uygun olarak daha yüksek miktarda nafaka takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde düşük miktarda nafaka takdir edilmiş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.