Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4702 E. 2015/10599 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4702
KARAR NO : 2015/10599
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

Davacılar G.. Ş.. vd. ile davalı H.. S.. aralarındaki vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasına dair Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.09.2013 günlü ve 2011/106 E.- 2013/379 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 04.11.2014 günlü ve 2014/6714 E.- 2014/14383 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin 28.04.2010 tarihli vasiyetname ile davalı eşine muayyen mal vasiyetinde bulunduğunu vasiyetnamenin murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir dönemde ve manevi baskıyla yapıldığını belirterek vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Birleşen davasında ise; davalının muristen aldığı vekaletname ile murise ait parayı bankadan çektiğini, bu işlemlerde muris muvazaası olduğunu, mal kaçırmak maksadıyla vekaletname verildiğini ileri sürerek, miras paylarına ilişkin şimdilik 10.000 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 24.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile; murisin vasiyetname ile ve taşınmaz ile bankadaki birikimini muvazaalı yolla devretmesi nedeniyle davacıların yasal miras ve saklı payları için davasını “tenkis olarak ıslah etmiştir.”
Davalı vekili cevabında; iptal sebeplerinin gerçekleşmediğini, bankadaki hesaptan para çekilmesinin vekaletname uyarınca yapılıp, muvazaa bulunmadığını savunarak davanın ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; TMK’nun 557. maddesinde sayılan iptal sebeplerinin hiçbirinin gerçekleşmediği, birleşen dosyada ise dinlenen tanık beyanlarına göre murisin iradesinde sakatlık ve muvazaanın ispatlanamadığı, davacı vekili davasını ıslah ile tenkis davası olarak değiştirmiş ise de, TMK’nun 571. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dava ve birleşen dava yönünden geçtiği gerekçe gösterilerek, dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 04.11.2014 gün ve 2014/6714-14383 sayılı kararı ile özetle, “sair temyiz itirazları reddedilerek; davacıların vasiyetnamenin açılıp okunduğu 06.04.2011 tarihli celsede beyanda bulundukları, dava açma süresinin başlangıcının bu tarih olduğunun kabulü gerektiği, davacıların davalarını 26.04.2011 tarihinde açmış oldukları ve kanundaki 1 yıllık dava açma süresinin henüz dolmadığı, mahkemece bu ilkeler gözetilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiş, davalı taraf bozma ilamına karşı karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.

Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede; davacı tarafın vasiyetnameden 06.04.2011 tarihinde haberdar oldukları, dava ve birleşen davalarını ise 26.04.2011 tarihinde açtıkları asıl davada sadece vasiyetnamenin iptali talep edildiği, davacı vekili tarafından “ 26.04.2013 tarihinde” ıslah ile davasının “tenkis” olarak değiştirildiği bu durumda, ıslah tarihi olan 26.04.2013 tarihi itibariyle TMK 571. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, bozma kararındaki değerlendirmenin hataya dayandığı sonucuna varıldığından; HUMK’nun 440. maddesi gereğince davalı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 04.11.2014 gün ve 2014/6714-14383 sayılı bozma ilamının kaldırılarak Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.09.2013 gün ve 2011/106-2013/379 sayılı kararının ONANMASINA, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.