YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4686
KARAR NO : 2015/16224
KARAR TARİHİ : 20.10.2015
MAHKEMESİ : KAYSERİ 6. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2015
NUMARASI : 2014/255-2015/13
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 20.10.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı M. F. vekili vekili Av. O. Z. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. R.. A.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; 07.08.1994 tarihli çeyiz senedinde yazılı tüm eşyaları, müvekkilinin ailesinin, müvekkiline çeyiz olarak verdiğini, senedinin arkasında yazılı olan ziynetlerin de düğünde takıldığını, davalının, 2004 yılında tüm ziynetleri müvekkilinden alıp bozdurduğunu, parasıyla da kendisine ……… marka bir araç satın aldığını, daha sonra bu ziynetleri müvekkiline iade etmediğini, müvekkilinin müşterek konuttan davalıdan gördüğü şiddet üzerine ayrılmak zorunda kaldığını ve tarafların boşandığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutup, çeyiz senedinde belirtilen eşyaların ve ziynetlerin müvekkiline aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, harca esas değeri 10.000,00 TL olarak göstermiş, 09.01.2015 tarihli makbuzla tamamlama harcını yatırmış ve bilirkişi raporunda belirlenen miktara hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının müşterek konuttan ayrılırken, ziynetleri, evde bulunan 2.000 Euroyu ve kredi kartlarını alıp götürdüğünü, boşanma davasında kendisine tazminat ödemek zorunda kaldığı için davacının iş bu davayı açtığını, zira, boşanma davasında, davacının ağır kusurlu bulunduğunu, müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini, lehine 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, çeyiz senedinde yazılı eşyalardan yalnızca, sandık, yorgan ve yastığı davacının getirdiğini, diğer tüm eşyaları kendisinin satın aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının iddiasını çeyiz senedine dayandırdığı, davalının çeyiz senedinin doğru olmadığını veya imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmediği, çeyiz senedinin HMK’nın 201. maddesi anlamında senet niteliğinde olduğu, davalının senette yazılı ziynetleri davacıya geri verdiğini yazılı belge ile kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, çeyiz senedinde yazılı olan eşya ve ziynetlerin davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde eşyaların bedeli olan 1.710,00 TL ile ziynetlerin bedeli olan 51.948,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dava; çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davaya konu olayda ispat yükünün davanın hangi tarafı üzerinde olduğu hususunda toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.(HMK m.190) İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Somut olayda; davacı kadın, 1994 tarihli çeyiz senedinde yazılı olan ziynet eşyalarını, davalı kocanın, 2004 yılında elinden zorla alıp bozdurduğunu, parasıyla da kendisine Passat marka araç satın aldığını sonra da bu ziynetleri kendisine iade etmediğini ileri sürmüştür.
Her ne kadar, mahkemece; davacının iddiasını çeyiz senedine dayandırdığından bahisle davalının bu senetteki ziynetleri davacıya geri verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş ise de; davacının, ziynetlerin 2004 yılında elinden zorla alındığı yönündeki beyanı ile düğünden sonra çeyiz senedinde yazılı ziynetlerin kendisine teslim edildiğini kabul ederek, ziynetlerin düğünden 10 yıl sonra elinden zorla alındığını iddia ettiği, buna göre ispat yükünün davacıya geçtiği hususu gözardı edilmiştir.
Bu bağlamda, temyize konu olayda davacı, ziynetlerin elinden zorla aldığını ispatla yükümlüdür.
Hal böyle olunca, mahkemece; ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözönünde bulundurularak; toplanan deliller bu doğrultuda değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek somut olaya uymayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.