Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4567 E. 2016/1722 K. 15.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4567
KARAR NO : 2016/1722
KARAR TARİHİ : 15.02.2016

MAHKEMESİ : İ… ANADOLU 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2014
NUMARASI : 2011/196-2014/584
DAVACI : S.. B… VEK.Av. Ç.. Y..
DAVALI : B.. Ş.. VEK.AV. Z… D…
Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının Lütfü Kırdar Devlet Hastanesi Baştabip yardımcısı iken talebine istinaden Kartal İlçe Sağlık Grup Başkanlığına atandığı, davalıya ikinci görevi kapsamında döner sermaye ödemesi yapılması gerekirken Lütfi Kırdar Devlet Hastanesi Baştabip yardımcısı sıfatıyla 01/2009-05/2010 arasında 45.395,62 TL fazladan klinik hizmet puanı ve net performans ödemesi yapıldığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.395,62 TL’nin ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; ödemelerin resen yapıldığını, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararına göre 60 günlük dava açma süresi içerisinde ödemelerin iadesi için dava açılabileceğini, ödemelerin yönetmeliğe uygun olduğunu, yüksek olan puana göre ödeme yapılacağını, İstanbul 10.İdare Mahkemesinde açılan işlemin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalının kadrosunun …….. olması sebebiyle bu hastane tarafından yapılan ödeme yersiz olmadığı ve davalıya fazla yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin geri isteme işleminin 13.07.2010 tarihinde başladığından 60 günlük geri isteme süresi geçtiği, davacıya yapılan ödemenin kadrosuna ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararına göre davacının davalıdan fazla ve yersiz ödeme talep etmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının 18.07.2007 tarihinde sağlık müdürlüğünce, dilekçesine istinaden hastanedeki başhekim yardımcılığı kadrosunun saklı kalması kaydıyla Kartal Sağlık Grup Başkanı olarak tayin edildiği, 05.07.2010 tarihli inceleme raporunda davalıya yapılan ek ödemelerin asıl kadrosunun bulunduğu yerden fiilen yapılmayan baştabip yardımcılı sıfatıyla mı yoksa ikinci görevle bulunulan yerden sağlık grup başkanı sıfatıyla mı yapıldığı hususunda Sağlık Bakanlığından alınacak görüş doğrultusunda işlem yapılmasının istendiği, 11.01.2011 tarihinde davalıya bir ay içerinde yapılan fazla ödemeleri geri ödemesi için tebligat yapıldığı, davalının, idarenin yapılan ödemelerin iadesine ilişkin işlemin iptali için dava açtığı, İstanbul 10. İdare Mahkemesince, dava konusu işlemlerin davacıya yersiz olarak ödenen tutarın rızaen ödenmemesi halinde söz konusu tutarın adli yargı yoluyla tahsili yoluna gidileceği hususunun bildirilmesine ilişkin yazılar olduğu, bu haliyle kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde olmadıkları, dolayısıyla uyuşmazlığın esasını inceleme olanağının bulunmadığı, davanın incelemeksizin reddine karar verdiği, Danıştay 2. Dairesi kararı 16.05.2012 tarihinde onadığı, karar düzeltmeye başvurulmadığı, kararın kesinleştiği, bilirkişi raporunda davalıya 3.5 katsayı ile baştabip yardımcılığı hizmet alanı kadro unvanı üzerinden ödeme yapıldığı, 1.75 katsayı ile sağlık grup başkanlığı hizmet alanı kadro unvanı üzerinden davalıya ödeme yapılması gerektiği, 45.935,62 TL’nin davalıya fazla ödendiği belirtildiği anlaşılmaktadır.
BK.nun 62. maddesi gereğince; borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu madde de belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle, davacı idarenin hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
HGK’nun 05.12.1984 tarih, l982/13-387 E.- 1984/ 997 K. sayılı kararı ile; idarenin herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan, salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. Ayrıca, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda ödemelerde uygulanacak kat sayı oranlarına ilişkin açıklama olmadığı, hangi kat sayının hangi nedenle uygulanacağı belirtilmediği görülmektedir. Hal böyle olunca mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceği gözetilerek ve Sağlık Bakanlığı mevzuatını iyi bilen uzman bilirkişi yada bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılarak fazla ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine dair hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.