Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4554 E. 2015/11481 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4554
KARAR NO : 2015/11481
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : BATMAN AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2015
NUMARASI : 2014/301-2015/21

Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile davalının başka bir hanım için evi terkettiğini, davacının sığınma evinde kaldığını ileri sürerek davacı için aylık 1.000.00.- TL, ortak çocuklar Hatice ve Yasemin için aylık 500.00.- er TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacı için aylık 250.00.- TL, ortak çocuklar Hatice ve Yasemin için aylık 150.00.- şer TL tedbir nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı TMK’nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.
Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) Davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davalı kocadan fazla bile olması davalı kocayı ortak giderlere (elektrik, su, telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.
Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasından; davalının inşaatta çalıştığı, 750.00.- TL kazandığı, baba evinde kaldığı ,kira ödemediği,iki aracının olduğu, davacının ise çalışmadığı, 380.00.- TL kira ödediği, kalp ameliyatı olduğu, nüfus kayıtlarından tarafların 1996 yılından beri evli oldukları, toplam 4 çocukları olduğu,ortak çocuklardan Hatice’nin 02/08/1999, Yasemin’in 09/06/2002 tarihinde doğdukları, tanık beyanlarından davalının inşaatlarda kalıp ustası olarak çalıştığı, davacının bir süre kadın konukevinde kaldığı,Ticaret ve Sanayi Odası yazısından inşaat kalıp ustasının aylık ücretinin 2.000.00.- TL olduğunun tespit edildiği, Emniyet Müdürlüğü yazısından davalı adına 2 kamyonet bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakalarının miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının gelirinin ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada sürdükleri yaşam koşullarının dikkate alınması gerekir.
Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK’nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı ve ortak çocuklar Hatice ve Yasemin için daha yüksek tedbir nafakalarına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.