Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4407 E. 2015/11958 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4407
KARAR NO : 2015/11958
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2014/1065-2014/1457

Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesi ile;tarafların baba kız olduklarını, Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2009/253 Esas-2009/1533 Karar sayılı kararıyla davalı lehine yardım nafakasına hükmedildiğini, davalının 31.07.2014 tarihi itibariyle G… Üniversitesi T… Fakültesini bitirdiğini, sosyal ekonomik bakımdan her türlü ihtiyacını karşılayabilecek hale geldiğini belirterek, davalı lehine hükmolunan yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, eğitiminin bittiğini, mevzuat gereği mecburi hizmet yükümlülüğünün bulunduğunu, ancak Sağlık Bakanlığının henüz atama yapmadığını, bu sebeple bir kazanç elde etmediğini, ataması yapıldıktan sonra icra müdürlüğüne giderek talepte bulunacağını, halen yoksulluğunun devam ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının eğitimini tamamladığı, ancak henüz atamasının yapılmadığı, yoksulluk halinin devam ettiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.364.maddesinde “herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda, davalının yargılama sırasında Ankara 16.İcra Müdürlüğünün 2010/69 Esas sayılı dosyasına sunduğu 13.11.2014 havale tarihli dilekçesinde; doktor olarak atamasının yapıldığını, ilgili kuruma müzekkere yazılarak yardım nafakası adı altında kesinti yapılmamasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece bu husus değerlendirilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.