Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4393 E. 2015/9788 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4393
KARAR NO : 2015/9788
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ : GÖRDES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2012
NUMARASI : 2009/197-2012/124

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, dava dışı bankadan çektiği krediye müvekkili şirketin kefil olduğunu, davalının geri ödemelerini geciktirmesi üzerine müvekkilinin davalı adına bankaya toplam 20.800,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, ödenen bu paranın davalıdan geri alınabilmesi için davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı ile müvekkili arasında yalnızca traktör alım satımından kaynaklanan bir ilişki bulunduğunu, müvekkilinin satın aldığı traktörün satış parasını davacıya ödediğini ve davacıya borcu bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının, davalıya 10.04.2007 tarihinde 11.700,00 TL ve 16.12.2008 tarihinde 9.100,00 TL olmak üzere toplam 21.800,00 TL ödeme yaptığı, ödeme belgelerinde “traktör borcuna karşılık” açıklamasının bulunduğu, davacının ödemeleri kefil sıfatıyla yaptığını ileri sürdüğü ancak davacının sözleşmede kefil olmadığı, davacının ödediği bu parayı ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, buna göre davacının başlattığı takibe davalının itirazının haksız olduğu gerekçesiyle, itirazın iptaline, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacı şirketin, davalı adına kefil sıfatıyla bankaya ödeme yapıp yapmadığı, dolayısıyla davalının icra takibine vaki itirazının, haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
./..
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının dava dışı bankadan traktör almak amacıyla kredi çektiği, bu para ile davacı şirketten traktör satın aldığı, davacının, davalının banka hesabına, 10.04.2007 tarihinde 11.700,00 TL, 15.12.2008 tarihinde 9.100,00 TL ödeme yaptığı, davacının bu ödemeleri kefil sıfatıyla yaptığını iddia ettiği ancak kredi sözleşmesinde davacının kefil sıfatıyla yer almadığı, diğer taraftan, dosyada bulunan hesap ekstrelerinin tetkikinden; davalının da davacının banka hesabına, 15.12.2006 tarihinde 3.000,00 TL, 22.03.2007 tarihinde 800,00 TL; 15.05.2007 tarihinde 9.190,00 TL ödeme yaptığı, bu ödemelerin hangi hukuki ilişkiye dayalı olarak yapıldığının mahkemece araştırılmadığı, davalı tarafın ödeme savunması üzerinde durulmadan eksik incelemeyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalının, davacının banka hesabına gönderdiği ödemelere ilişkin olarak, ilgili bankadan tüm ödeme kayıtları istenerek, ödeme dekontlarında, ödemeye ilişkin bir açıklama olup olmadığının araştırılması, ödeme ilişkin her hangi bir açıklama bulunmaması halinde, davacının davalının banka hesabına yaptığı ödemenin tarihinin 10.04.2007, davalının, davacının banka hesabına yaptığı ödemenin tarihinin 15.07.2007 olduğu gözönünde bulundurularak, davalının davacının hesabına yaptığı ödemeyi, icra takibine konu borca mahsuben yaptığının kabulü ile hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, davalının ödeme savunması üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.