YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4318
KARAR NO : 2015/9612
KARAR TARİHİ : 27.05.2015
MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2015
NUMARASI : 2014/838-2015/18
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 20.01.2008 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin davalı eşi tarafından darp edildiğini ve evden kovulduğunu, davacıyı götürmesi için, davalı tarafından davacının ailesinin çağrıldığını, davacıyı ailesinin kendi evlerine götürmek zorunda kaldıklarını, çeyiz, ziynet ve davacıya ait diğer eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, eşyaların müvekkiline aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 20.559 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, darp iddiasının doğru olmadığını, davacının evden ayrılırken kendisine ait giyim eşyaları ile birlikte ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 28.11.2013 günlü ve 2012/584 E. 2013/960 K. sayılı karar ile, davacı müşterek evden ayrılırken, davacının abisi, babası ve dayısının müşterek eve geldikleri, davacıyı götürdükleri, bu sırada davacı tanığı Mustafa Kocakurt’un da beyanı ile sabit olduğu üzere, içeride yaklaşık bir saat kaldıkları, dolayısı ile ziynet eşyalarını beraberinde götürmesine engel bulunmadığı, dava konusu ziynet eşyalarının davalıda kaldığı, zorla alındığı veya harcandığının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.06.2014 günlü ve 2014/3799 E. 2014/9824 K. sayılı ilamı ile;
” İspat yükü kendisinde olan davacı taraf, ziynet eşyalarının davalıda kaldığına ilişkin iddiasını ispat etmiş olup, mahkemece taraf delilleri değerlendirilerek, davalıda kalan ziynet eşyalarının ve bedellerinin tespit edilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre davacı lehine hüküm kurulması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
./..
Bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; bozma ilamı öncesinde aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne ve Adana burgusu 3 burgulu bilezik, 22 ayar, 5 adet , 125 gram dava tarihindeki değeri 9.543,00 TL, Düz bilezik, 22 ayar, 1 adet, 20 gram, dava tarihindeki değeri 1090,65 TL , Hediyelik bilezik, 14 ayar, 1 adet, 10 gram, dava tarihindeki değeri 330,85 TL, Çeyrek altın, 6 adet , dava tarihindeki değeri 560,90 TL,Yarım altın, 1 adet, dava tarihindeki değeri 189,40 TL, Çeyrek altınlı küpe, 22 ayar, 1 çift, dava tarihindeki değeri 201,50 TL, Çeyrek altın ,1adet, dava tarihindeki değeri 91,50 TL olmak üzere, belirtilen ziynet eşyalarının davalı taraftan alınarak davacı tarafa aynen teslim edilmesine, aynen tesliminin mümkün olmaması halinde rapor tarihi olan 30/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte karşılarında belirtilen değerinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, mümkün değil ise 8.000 TL bedelin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27.12.2012 tarihli ıslah dilekçesinde de talep sonucunu 20.559 TL’ye yükseltmiş ve bu bedele rapor tarihi 30.11.2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Mahkemece; ıslah ile artırılan bedel için ıslah tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi gerekir iken tüm bedel için rapor tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Bundan ayrı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 5 adet Adana burgusu 3 burgulu bilezik gramı 175 gr olarak gösterilmesine ve buna göre hesaplanmasına rağmen, mahkemece, 125 gr olarak hükümde yanlış yazılması maddi hata kapsamında değerlendirilmiştir.
Anılan bu hususların düzeltilmesi yargılamayı gerektirmediğinden, bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının a-1 bendinde yer alan ”…125 gram” ibaresinin çıkartılarak yerine ”…175 gram” ibaresinin yazılması, b bendinde yer alan ”…rapor tarihi olan 30/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte karşılarında belirtilen değerinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine” sözlerinin çıkartılarak yerine ” 8.000 TL’nin dava tarihinden 4.007,80 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.