Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/4297 E. 2016/2025 K. 17.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4297
KARAR NO : 2016/2025
KARAR TARİHİ : 17.02.2016

MAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2013
NUMARASI : 2012/394-2013/555
DAVACI : T.. A.. VEK.AV.N.. U..
DAVALI : B.. E.. VEK.AV.S.. M..
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; taraflar arasında yapılan harici satım sözleşmesi gereği davalıya 3.000 TL kapora verdiğini, bu bedelin iadesi için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile, lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; ikamet adresinin Kocaeli olduğunu, mahkemenin yetkili olmadığını, harici satıma konu taşınmazı, davacının almaktan vazgeçtiğini, vazgeçme nedeniyle zararının doğduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, geçersiz sözleşme nedeniyle dava konusu kaporanın iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu’nun, 20.11.2002 tarih, 2002/19-900 E.-2002/994 K.sayılı ve 06.10.2004 tarih, 2004/19-410 E.-2004/471 K.sayılı içtihatlarıyla da benimsendiği üzere; itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmak zorundadır. Zira, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasının görülebilmesi için,
1-İlamsız bir takip yapılmış olması ve bu icra takibinin geçerli olması,
2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3-Alacaklının, bu itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Merciine başvurmamış olması,
4-Bu davanın, dinlenebilmesi için icra takibine itiraz eden borçlunun bu itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurması gerekir.
Öte yandan sayılanlardan önce bir itirazın iptali davasının görülebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış geçerli, ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı şarttır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesinin usulen imkanı yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazın olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır. O halde bu husus İİK’ nun 67.maddesi uyarınca bir dava şartıdır ve dava şartları da mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır.
Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığının belirlenmesi gerekirken, bu hususta her hangi bir inceleme yapılmaksızın, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.