YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4093
KARAR NO : 2015/11670
KARAR TARİHİ : 24.06.2015
MAHKEMESİ : ÇATALCA 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2014
NUMARASI : 2013/362-2014/635
Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma ile lehine hükmolunan yoksulluk nafakasını, ancak icra kanalı ile tahsil edebildiği, aradan geçen sürede nafakada artış yapılmadığı, nafaka dışında başka bir gelirinin bulunmadığı, annesi ile birlikte yaşadığını belirterek aylık 225 TL olan yoksulluk nafakasının 1.000 TL olarak artırımını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mevcut nafakayı ödemekte dahi güçlük çektiğini, davacının babasına verdiği beş (5) parça taşınmazın babasının ölümü ile davacıya miras kaldığı, yalnızca kasaplıkla geçindiği, davacının dul maaşı aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, aradan geçen süre, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 725 TL olarak artırımına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
TMK’nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Dosya kapsamından, tarafların 08.06.2004 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 225 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, iş bu davanın 16.07.2013 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, annesi ve oğlu ile birlikte yaşadığı, oturdukları evin 2.katının davacıya ait olduğu, davalının ise kasap dükkanının bulunduğu, aylık 2.000 TL gelir elde ettiği, 850 TL dükkan kirası, 350 TL konut kirası giderinin bulunduğu, evli ve 3 çocuğu ile yaşadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek miktar nafaka takdiri doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.