YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3889
KARAR NO : 2015/11694
KARAR TARİHİ : 24.06.2015
MAHKEMESİ : DOĞANHİSAR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2014
NUMARASI : 2013/188-2014/175
Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde; Konya 2 Aile Mahkemesi’nin 2008/790 esas sayılı dosyası ile kendisi lehine 100 TL nafakaya hükmedildiğini, nafakanın, kendisinin 18 yaşını doldurması nedeniyle kesildiğini, öğrenci olması sebebi ile ihtiyaçlarını karşılayamadığını ileri sürerek, 400 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; ekonomik durumunun kötü olduğunu, eşinin hastalığı ile uğraştığını, bankadan kredi çekmiş olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; Konya 2. Aile Mahkemesinin 2008/790 esas 2009/1054 karar sayılı ilamı ile davacı için takdir edilen aylık 100 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200 TL’ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK.’nun 364/1.maddesinde; “herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür”.
TMK.’nun 365/2 maddesinde; “dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir”düzenlemesi yeralmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği…” vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir.
Somut olayda; davacının 18 yaşını doldurduğu, üniversite öğrencisi olduğu, öğrenci yurdunda kaldığı, yurt ücreti olarak aylık 325 TL ödediği, davalının ise emekli olduğu aylık 1.600 TL maaş aldığı, mahkeme tarafından nafakaya hükmedilirken iştirak nafakasının artırımı ifadesinin kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle davacının reşit olduğu, dava dilekçesinde her ne kadar yardım nafakası ifadesini kullanmasa da davacının yaşı, talebi ve davasını şahsen kendisinin açtığı hususları dikkate alındığında, yardım nafakasını talep ettiğinin anlaşıldığı, hükmedilen nafakanın yardım nafakası olarak nitelendirilmesi gerektiği, mahkemece iştirak nafakasının artırımı şeklinde hüküm kurulduğu ancak bunun hatalı olarak yazılmış olmasının maddi hataya müstenit olduğu ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla bozma nedeni yapılmamış hükmün bu hali ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.