Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/3489 E. 2015/11563 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3489
KARAR NO : 2015/11563
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : ERBAA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2012/312-2014/350

Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde, Erbaa Aile Mahkemesinin 2003/489 Esas, 2004/18 Karar sayılı ilamı ile aylık 130,00 TL. nafaka bağlandığı, daha sonra nafaka miktarının Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/107 Esas 2008/81 Karar sayılı ilamı ile aylık 230,00 TL. çıkartıldığını,hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, nafakanın aylık 500TL’ ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile tedbir nafakasının aylık 280 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tedbir nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır.
TMK 196.mad. gereğince, eşlerden birinin istemi üzerine hakim ailenin geçimi için herbirinin yapacağı parasal katkıyı belirler denilmektedir.
Türk Medeni Kanunun 186/3 maddesinde; “eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar” denilmektedir.
Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının emekli olduğu,963TL emekli maaşı aldığı,davacının ise,ev hanımı olduğu,artırım davasının yaklaşık 4,5 yıl sonra açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasındaki süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı düşük olup, TMK’nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.