Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/3070 E. 2015/11733 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3070
KARAR NO : 2015/11733
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 14. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2014
NUMARASI : 2014/431-2014/807

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; İzmir 5.Aile Mahkemesinin 2010/352 Esas 2011/358 Karar sayılı 11/06/2012 tarihinde kesinleşen kararıyla müşterek çocuklar İ… N..ve C.. N.. adına hükmedilen ayrı ayrı 125,00 TL iştirak nafakasının; değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak, ayrı ayrı 400,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, ayrı ayrı 125,00 TL olan iştirak nafakasının ayrı ayrı 150,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.
Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuklar İ… N…’un 2001 doğumlu 8. sınıf öğrencisi, C… N..’un 2007 doğumlu, 3. sınıf öğrencisi olduğu; davalının ise, otobüs şoförü olup, aylık 1.500,00 TL gelirinin bulunduğu, bir arsasının olduğu, yeni eşinin evinde kaldığı, kira ödemediği anlaşılmıştır.
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 4 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.
Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde, aylık ayrı ayrı 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.