Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/3034 E. 2015/9804 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3034
KARAR NO : 2015/9804
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

Davacı S.. D.. ile davalı N.. K.. aralarındaki alacak-tazminat davasına dair Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.01.2014 günlü ve 2009/147 E. – 2014/8 K. Sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 14.10.2014 günlü ve 2014/8854 E. – 2014/13233 K. sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının, Ankara Gayrimenkul İcra Satış Müdürlüğü’nün yaptığı ihaleden satın aldığı daireyi 25.07.2005 tarihli protokol ile müvekkiline sattığını; müvekkilinin, satış bedeli olarak davalıya 60.000,00 TL ödediğini, bakiye 20.000,00 TL’nin tapu işlemi sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını; davalının, daireyi müvekkiline teslim ettiğini; müvekkilinin, daire için faydalı ve zorunlu masraflar yaptığını, bunun için 30.000,00 TL harcadığını; davalının tapu devrine yanaşmaması üzerine, davalı aleyhine önce tapu iptal tescil davası açtıklarını, mahkemece, satış protokolünün tapu iptali için yeterli olmadığından bahisle tapu iptal tescil istemlerinin reddine karar verildiğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalıya satış parası olarak ödenen 60.000,00 TL’nin dairenin rayiç değeri nazara alınarak ulaştığı değer, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca 40.000,00 TL cezai şart ve daireye yapılan faydalı imalatlar karşılığı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.06.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 109.160,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, davasına dayanak yaptığı, 25.07.2005 tarihli protokoldeki imzanın müvekkiline ait olmadığını; davacının daha önce de müvekkilinin imzasını taklit etmekten dolayı yargılandığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının, 25.07.2005 tarihli prorokol ile davacıya daire sattığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 08.05.2009 tarihli raporunda; 25.07.2005 tarihli “Protokol” de davalıya atfen atılı imzanın teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli ve çizgilerden ibaret bir imza olması nedeniyle aidiyetinin ve davalının eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği; 20.02.2005 tarihli belgede davalıya atfen üst üste atılmış iki adet imza ile davalının mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı, söz konusu imzanın davalının eli ürünü olduğunun belirlendiği; davalı tanığının, davacının para yatırdığı banka hesabın kendisine ait olduğunu; ancak, bu hesabı davalı annesinin kullanıldığını beyan ettiği, 20.02.2006 tarihli ihtar yazısındaki imzanın davalıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin raporu ile kesin olarak saptandığı, bu ihtar yazısında sahte olduğu ileri sürülen protokol başlıklı belge
./..
içeriğinin açıkça ve kesin olarak kabul edildiği, tanık ifadeleriyle de protokolü, tarafların bir araya gelip konuşarak düzenlediklerinin anlaşıldığı; davacının, davalıya geçersiz sözleşme gereği ödediği 60.000,00 TL’nin, edimin imkansız hale geldiği 09.04.2009 tarihindeki karşılığının bilirkişi raporlarıyla 105.174,08 TL olarak tespit edildiği; bu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının gerekeceği, geçersiz sözleşmede yazılı ceza-i şartın geçersiz olması sebebiyle davacının ceza-i şart isteminin yerinde olmadığı, davacının yaptırdığı anlaşılan tadilatların büyük bölümünü giderken söktüğü anlaşıldığından, bu kısımdaki isteminin yerinde olmadığı, davacının yaptırdığı anlaşılan tadilatlardan Buderus marka kombi ve üç adet radyatörün davacılar tarafından sökülmediği, daireye katkı yapması nedeniyle davalıdan tahsili gereken bedelin 3.986,00 TL olduğu, bu miktara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının gerekeceği, davacının talep ettiği 100.000,00 TL’nin 40.000,00 TL’sinin cezai şart ve faydalı masraf, 60.000,00 TL’sinin yatırılan bedele ait olduğu; her ne kadar, davacının yatırdığı para ile ilgili zararının 105.174,00 TL olduğu tespit edilmiş ise de; ıslah miktarı dikkate alınarak bu kalemden ıslah gibi 69.160,00 TL’yi talep edebileceği, geçersiz sözleşmeden dolayı ceza-i şart talep edilemeyeceği, faydalı masraf olarak 3.986,00 TL’nin kabulünün gerekeceği gerekçesiyle; davacının ceza-i şartla ilgili talebinin reddine, faydalı masraflarla ilgili talebinin kısmen kabulü ile, 3.986,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacının bu husustaki fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının davalıya ödediği para ile ilgili zararın kabulü ile 69.160,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş, Dairemizin, 14.10.2014 tarih, 2014/8854 E.; 2014/13233 K. sayılı ilamıyla dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı, protokoldeki imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440.nci maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE ve 248.00 TL para cezası ile 5.20 TL karar düzeltme harcının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.