Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/303 E. 2015/10615 K. 09.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/303
KARAR NO : 2015/10615
KARAR TARİHİ : 09.06.2015

MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2012/438-2014/329

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 09.06.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı asil E.. F.. ile vekili Av. M.. K.. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davacının davalıya ait özel eğitim okulu ruhsatının devri için 26.08.2008 ve 27.10.2008 tarihli 100.000 TL’lik iki ayrı banka havalesi ile toplam 200.000 TL gönderdiğini, davalının parayı almasına rağmen ruhsatı vermediğini, banka havalesi ile gönderilen parayı da ödemediğini belirterek, ödenen 200.000 TL’nin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; taraflar arasında anlaşma olmadığını, 26.08.2008 tarihli dekont ile 100.000 TL’nin davacının satın aldığı araç bedelini ödemek için gönderildiğini, 27.10.2008 tarihli dekont ile 100.000 TL’nin ise davacının aldığı borcu ödemesi için gönderdiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacının banka havalesi ile gönderilen paranın okul ruhsatı devri için olduğunu yazılı belge ile ispatlayamadığı, yemin teklifinde de bulunmadığından bahisle davanın reddine davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyizi üzerine,” Dairemizin 03.07.2012 gün ve 2012/7851 E. – 16648 K. sayılı ilamı ile; dosya kapsamına göre davacı tarafından davalıya banka havalesi ile gönderilen 27.08.2008 tarihli dekont da “Okul ruhsatı devri için” ibaresi bulunmasına rağmen, 27.10.2008 tarihli dekont da ise herhangi bir açıklamanın olmadığı anlaşılmaktadır.
BK.nun 457.maddesine göre havale, hukuksal niteliği itibariyle ödeme vasıtası olup, havalenin borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yasal karinedir.

Dava konusu 27.10.2008 tarihli banka havale makbuzunda (2.dekontda) gönderilen 100.000 TL için herhangi bir açıklama olmadığı, davacının paranın ne için gönderildiğine dair yazılı belge sunamadığı ve davalıya yemin teklif etmediği anlaşıldığına göre bununla ilgili mahkemece davanın reddine ilişkin verilen kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dava konusu 26.08.2008 tarihli banka havale dekontunda “Okul ruhsatı devri için” gönderildiği açıklandığına göre, sözkonusu şerhin davacının davalıya okul ruhsatını devralmak için 100.000 TL gönderdiği iddiasını doğrulamaktadır. Kaldı ki, davalı da “S… A… Özel Eğitim Kurumları Ltd.Şti.”nin hissedarı ve yetkili temsilcisidir.
Bu durumda ispat yükü, 26.08.2008 tarihli dekont ile davalıya ödenen 100.000 TL yönünden, okul ruhsatının devri için gönderilmediğini, araç satımı için gönderildiğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir.
Mahkemece; davalıdan delilleri sorularak ve gerekirse yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün davacı tarafta olduğu düşünülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak; davalının yetkilisi olduğu Ltd. şirkete ait araçların davalı S.. E.. tarafından verilen talimat ve vekalet doğrultusunda satıldığı, araç davacının S plaka bedellerinin satışında ve araçların satışında aktif rol üstlendiği, her ne kadar havale dekontunun tarihinin 26.08.2008, S plaka araçların satış tarihinin Ekim 2008 ve satış bedeli 100 TL olarak belirtilmiş ise de, plaka bedellerinin devir tarihi itibariyle 100 TL olmadığının açıkca belli olduğu, fiili satışın önceden, resmi satışın daha sonra yapılabileceği, takip konusu yapılan 27.10.2008 tarihli dekontun S plaka satışından sonraki döneme ait olduğu, davacının S plaka bedellerini davalıya veya yetkisi olduğu kurumlara gönderdiğine dair belge ibraz edemediği gibi taraflar arasında okul ruhsat devrine ilişkin yazılı sözleşme veya sözleşme yapıldığına dair emare teşkil edecek delil sunulmadığı, davalının 26.08.2008 tarihli havale dekontunun S plaka satışlarının bedeli için gönderildiğini ispat ettiği, davacının dava dışı S… A… Ltd. Şti, Araz Ltd. Şti, A… Ltd. Şti ve G…Ltd. Şti arasındaki karışık ilişkilerden istifade ederek alacak elde etmeye çalıştığı, talebin de haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçe gösterilerek, davanın reddine ve 200.00 TL’nin %40’ı oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.
Somut olayda; mahkeme gerekçesinde dayanılan olgular ve dava dışı şirketlerle kurulan bağlantılar, davacının bu şirketler arasındaki ticari ilişkilerden istifade ederek alacak elde etmeye çalıştığı hususları davalının 26.08.2008 tarihli havale dekontunun S plaka satışlarının bedeli olarak gönderildiği iddiasını ispata yeterli olmayıp, mahkemece uyulan bozma ilamı uyarınca davalının, davacıya yemin teklifi hakkı hatırlatılarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Bundan ayrı olarak uyulan bozma ilamı uyarınca davacı lehine ( davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesiyle) usul müktesep hak oluşmuştur. Bu defa davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilerek davacı aleyhine olacak şekilde hüküm verilemez.

Mahkemece; bozma ilamına uyulmuş ancak, bozma gereği yerine getirilmemiş, kötüniyet tazminatı yönünden usuli kazanılmış hak gözetilmeden ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.