YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2397
KARAR NO : 2015/4054
KARAR TARİHİ : 12.03.2015
MAHKEMESİ : SULUOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2014
NUMARASI : 2014/159-2014/233
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisleri Kurtça Çağlar’ın 11/06/2007 tarihinde vefat ettiğini, davacılardan Satı’nın murisin ikinci eşi ve A.. H.. Ç..’ın ise murisin S.. Ç..’dan olma çocuğu olduğunu; muris K.. Ç.. tarafından 24/05/2006 tarihli .. Dairesinde Noter H.. B.. huzurunda düzenleme yoluyla yaptığı vasiyetname ile oğulları davalıları mirasçı olarak atadığını; vasiyetnamenin şekil, hukuka aykırılık ve ehliyet yönlerinden yasal unsurları taşımadığını iddia ederek; vasiyetnamenin iptalini, bu taleplerinin reddi halinde ise müvekkillerinin saklı payları oranında muris tarafından yapılan tasarrufun tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesinde; babaları K.. Ç..’ın vasiyeti düzenlediği sırada akli dengesinin yerinde olduğunu, aynı zamanda düzenlenen vasiyetnamenin Alman mevzuatına uygun şekilde yapıldığını savunarak; davanın reddini istemişlerdir..
Mahkemece; vasiyetnamenin iptali davasının ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek, davanın reddine varar verilmiş; hüküm, süresinde davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahalli mahkemece verilen hüküm, Dairemizin 03.02.2014 tarih 2013/17015 E, 2014/1384 K sayılı ilamı ile;
“5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 20.maddesinde; “(1) Miras ölenin millî hukukuna tâbidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır. (2) Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. 4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. (5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu durumda, hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun maddi hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir (MÖHUK. m. 7.)
O halde, mahkemece; öncelikle davacıların vasiyetnamenin şekle aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürmeleri nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince ve yargısal ilkeler çerçevesinde dosya üzerinden inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle, bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyularak, vasiyetnamenin miras bırakanın milli hukuku olan Türk Hukukuna uygun şekilde yapılmamış olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile; Suluova Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23/06/2008 tarih 2007/28 Esas-2008/208 Karar sayılı kararında açılıp okunan Pinnenberg Noteri Henning Behrens huzurunda 24/05/2006 tarihinde düzenlenen K.. Ç..’a ait vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Mahkemenin bozma ilamına uyması ile bozma ilamı lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar; bu ise beraberinde bozma ilamında gösterilen doğrultuda araştırma yapmak ve karar vermeyi gerektirecektir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamına uygun inceleme yapılmamıştır.
Somut olayda, tarafların murisi Türk vatandaşı olup, vasiyetnamede Almanya’da düzenlenmiştir.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında kanunun 7.maddesinde de” Hukuki işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan maddi hukuk hükümlerinn öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. 20.maddenin 1.fıkrasında “Miras ölenin milli hukukkuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır. 4.fıkrasında ise; Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7.madde hükmü uygulanır. Ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ölüme bağlı tasarruflarda şekil konusu menkul miras, gayrimenkul miras ayrımı yapılmadan düzenlenmiştir. (Nomer/Şanlı Devletler Hususi Hukuku, s.288). Bu kapsamda 5718 sayılı MÖHUK. 20/4.maddesine göre, ölüme bağlı tasarrufun şekli, tasarrufun yapıldığı yer hukukuna veya işlemin esasına uygulanan hukuka veya ölenin milli hukukuna tabidir. Bu üç seçimli şekil kuralından amaç, ölenin son arzularının sonucu olan işlemin geçerliliğini sağlamaktır. Bu kural gereğince bir Türk vatandaşı yabancı ülkede yapıldığı yer hukukuna ya da Türk Hukukuna uygun bir vasiyetname yapılabilir. (Bkz. Milletler Arası Özel Hukuk Aysel Çelikel s.294) Kaldı ki; vasiyetnamelerin geçerliliğini sağlamak amacı ile “Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanun Uyuşmazlıkları Konusundaki 05.10.1961 tarihli La Haye Sözleşmesine Türkiye’de 1983 yılında taraf olmuştur.
Sözleşme’ye göre;
a) Vasiyetnamenin yapıldığı yer hukuku,
b) Vasiyetçinin tasarrufu yaptığı andaki vatandaşı olduğu devletin iç hukuku,
c) Vasiyetçinin ölümü anında vatandaşı olduğu devletin iç hukuku,
d) Vasiyetçinin tasarrufu yaptığı anda ikametgahının bulunduğu yer iç hukuku,
e) Vasiyetçinin tasarrufu yaptığı andaki mutad mesken hukuku,
g) Vasiyetçinin ölümü anındaki mutad mesken hukuku,
h) Taşınmazlar söz konusu ise, bu malların bulunduğu yer iç hukuklarından birine uygun olan vasiyetnameleri geçerlidir. 31.08.2005 tarihli itibariyle bu sözleşmeye Almanya’da taraf olmuştur.
Vasiyetnamenin esasına uygulanacak hukukta genel kural; örneğin, ölüme bağlı tasarruf ehliyeti ise, tasarrufta bulunanın tasarrufun yapıldığı andaki milli hukukuna tabidir. (MÖHUK m.22/5) (Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 1990/4236 E-1548 K.) Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku uygulanır. (MÖHUK m.22). Buna göre, Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk Hukuku uygulanırken, taşınır mallar açısından ölenin milli hukuku uygulanacaktır.
Öyle ise mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde eksik inceleme ile ve vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte Türkiye’nin de taraf olduğu “Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanunun Uyuşmazlıkları” konusunda 1961 tarihli La Haye Sözleşmesi nazara alınmadan dava dilekçesindeki talepler yönünden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek Halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.