YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2326
KARAR NO : 2015/10514
KARAR TARİHİ : 08.06.2015
MAHKEMESİ : KADINHANI ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2013/139-2014/92
Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesi ile; davalının annesi ile yaşadıklarını, davalı kocasının ayrı ev açmadığını; bu nedenle, baba evine dönmek zorunda kaldığını ileri sürerek; kendisi için aylık 500.00.- TL, ortak çocuk için aylık 200.00.- TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davacı ve ortak çocuk için aylık 200.00′ er TL tedbir nafakasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir; nafakasında, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (Türk Medeni Kanunu md. 186/son).
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin “ekonomik güçleri” ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasından, davacı kadının ev hanımı olduğu, baba evinde yaşadığı; davalının ise, infaz koruma memuru olduğu, 2.200.00.- TL maaş aldığı, 400.00.- TL kira ödediği anlaşılmıştır.
Mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları gözetilerek, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak; davacı kadının geçimi için gerekli, davalı kocanın geliri ile orantılı olacak şekilde; davacı kadın lehine daha yüksek bir miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde çok az bir miktarda nafakaya hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 9/2.maddesinde; “Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez” düzenlemesi bulunduğu halde, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.