YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2261
KARAR NO : 2015/12056
KARAR TARİHİ : 30.06.2015
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2014/825-2014/480
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 30.06.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. A.. B.. geldi. Karşı taraftan davacı ve vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından davalı aleyhine daha önce Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/156 E. sayılı dava dosyası ile TRT payı alacağı için dava açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL alacağın tahsilinin talep edildiğini, bilirkişi raporunda davacının almaya hak kazandığı miktarın 136.806.26 TL olarak tespit edildiğini, mahkemece; 10.000 TL alacağın tahsiline karar verildiğini, hükmün onama ilamı ile kesinleştiğini belirterek, bakiye kısmın işlemiş faizi ile birlikte toplam 159.913.45 TL yönünden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; TRT payından sorumlu olmadıklarını, nihai tüketiciden tahsil edilmesi gerektiğini beyan etmiş, süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 126.806.26 TL yönünden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına, asıl alacağın %20’si tutarında 25.361.25 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 13.12.2001 tarihli otoprodüktör grup ortaklığı ve enerji tedarik sözleşmesi imzalanmıştır. 3093 sayılı TRT Kurumu Gelirleri Kanununun 4/c ve 5/c maddeleri gereğince TRT payı olarak ödenmesi gereken miktarın davacı tarafından yatırılmasından sonra Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin ve Danıştay 10. Dairesinin kararları ile davalı şirketin nihai tüketici sayıldığı, TRT Kanunu gereğince TRT payının davalı şirketten alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu amaçla davacı tarafından davalı aleyhine daha önce Bursa 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/156 E.-2013/94 K. sayılı dosyası ile haksız yere ödenen TRT payının tahsili amacıyla açılan davada taleple bağlı kalınarak 10.000 TL alacağın tahsiline karar verilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının almaya hak kazandığı miktar 136.806.26 TL olarak açıklanmış, Dairemizin 22.10.2013 tarih, 2013/13278 E.-14631 K. sayılı ilamı ile onama kararı verilmiş, hüküm 03.01.2014 tarihinde kesinleşmiş, bu dava ise 15.09.2014 tarihinde açılmıştır.
Davada, davacı tarafından davalı adına haksız yere ödenen TRT payı alacağı talep edilmektedir ve ek dava niteliğindedir.
İcra takip dosyasında, 2003 yılı 4. ay ile 2008 yılı 08. ay dönemi TRT payı olarak 128.175 TL asıl alacak ve 31.738.45 TL işlemiş faiz toplamı 159.913.45 TL alacağın tahsili talep edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; davacı vekili tarafından işlemiş faiz talep edilmesine rağmen, mahkemece; icra takip dosyasından önce davalı ihtarname ile temerrüde düşürülmediğinden bahisle işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Ne varki taraflar arasında aynı konuda görülen “ Kısmi dava”nın dava tarihinin temerrüt tarihi olduğu kabul edilerek ve bilirkişiden önceki dava tarihinden, icra takip tarihine kadar davacının faiz alacağı hesaplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; dava konusu alacak ile ilgili olarak davalı vekilinin süresinde zamanaşımı def’i bulunduğuna göre 15.09.2014 dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan miktarın bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Ayrıca, davacının 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanun gereğince TRT katkı payından indirim talebi olup olmadığı, bu kanundan yararlanıp yararlanmadığı, yararlanmış ise davalıdan talep edebileceği miktarın tespitine ilişkin araştırma yapılarak, gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.