Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/2071 E. 2015/9667 K. 27.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2071
KARAR NO : 2015/9667
KARAR TARİHİ : 27.05.2015

MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2014/109-2014/315

Taraflar arasındaki nafakanın arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; 2009 yılında 150 TL’den 200 TL’ye artırımına karar verilen iştirak nafakasının müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek aylık 700TL’ye artırımını talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı kadın ile, 2007 yılında yapmış oldukları sözleşme ile; Antalya ili, … ilçesi, … Köyü’nde kain 634 m2 yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazın ½ hissesi karşılığı nafaka talep edilmemesi hususunda anlaştıklarını, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının asgari ücretle çalıştığı, evli ve müşterek çocuk dışında 2 çocuğunun daha olduğu, hükmedilen nafaka miktarının yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
./..
Nafakanın takdirinde, nafaka yükümlüsü (babanın) hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 31.03.2006 tarihinde boşandığı, 16.09.1999 doğumlu E.. adında müşterek çocuklarının bulunduğu, boşanma kararı ile birlikte çocukların velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, ilgili miktar nafakanın Karaman Aile Mahkemesi 2009/479 Esas- 2010/249 Karar sayılı ilamı ile 200 TL olarak artırımına karar verildiği, nafaka alacaklısı E..’nın dava tarihi itibariyle 14 yaşında olduğu, davacının ev hanımı olup sabit gelirinin bulunmadığı, davalının ise dağıtım elamanı olarak çalıştığı ve oturduğu evin kendisine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının takdir edildiği tarihten itibaren geçen sürede, yaşça büyüyen çocuğun eğitim ve öğrenim koşullarının değişmesi nedeniyle ihtiyaçlarının arttığı açıktır.
Buna göre, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.