YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/207
KARAR NO : 2015/9803
KARAR TARİHİ : 28.05.2015
Davacı H.. Ç.. ile davalı O.. T.. aralarındaki tazminat davasına dair Ankara 23.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.11.2013 günlü ve 2012/390 E.-2013/517 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 30.09.2014 günlü ve 2014/8019 E.-2014/12707 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların malik oldukları arsaya bina yapılması için dava dışı yükleniciyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme hükümlerine göre zemin kattaki dairelerin arsa maliki olan davacı ve davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını, kat irtifakı tesisi sırasında zemin kattaki 1 numaralı dairenin müvekkili H.. (davacı) adına, 2 numaralı dairenin davalı O.. adına tescil edildiğini, daha sonra arsa malikleri olan taraflar arasında kura çekilişi yapıldığını, kurada kat irtifakının tesisi sırasında yapılan tescilin aksine, 1 numaralı dairenin davalı O..’a, 2 numaralı dairenin müvekkili H..’ye isabet ettiğini, davalı O..’ın, 1 numaralı daireyi eksiksiz ve masrafsız olarak teslim aldığına dair 07.02.2008 tarihinde yükleniciyi ibra ettiğini, zemin kattaki dairelerin, binadaki diğer dairelerden daha küçük yapılması sebebiyle arsa sahibi olan müvekkili H.. ile davalı O..’ın, dava dışı yüklenici aleyhine tazminat davası açtıklarını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, arsa sahiplerinin, yükleniciden 1 numaralı daire için 20.000,00 TL, 2 numaralı daire için 40.000,00 TL talep edebileceklerinin tespit edildiğini ancak davalının yükleniciyi ibra etmesi sonucu müvekkilinin yükleniciden 20.000,00 TL eksik tazminat aldığını, davalının, müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, diğer taraftan müvekkilinin 1 numaralı dairenin tapusunu 29.01.2008 tarihinde davalının gösterdiği kişilere devretmesine rağmen, 2 numaralı dairenin tapusunu davalının müvekkiline 28.12.2011 tarihinde devrettiğini, bu nedenle müvekkilinin 3 yıl, 10 ay, 29 gün süreyle kira kaybına uğradığını, davalının bu hususta 03.02.2012 tarihinde temerrüde düşürüldüğünü belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak, tazminat kaybı için 20.000,00 TL, kira kaybı için 10.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL’nin, 10.000,00 TL’sinin 03.02.2012 tarihinden itibaren, bakiyesinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 26.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 32.300,00 TL’ye yükseltmiştir.
./..
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tazminat kaybıyla ilgili taleplerinin muhatabının müvekkili olmadığını, zira; yüklenici aleyhine açtıkları davada mahkeme kararıyla davacının 20.000,00 TL tazminat kazandığını, davacının 20.000,00 TL’lik tazminat isteminin mahkeme tarafından reddedildiğini, müvekkilinin, davacıyı hak kaybına uğratacak her hangi bir işlem yapmadığını, müvekkilinin davacının dairesini kullanmadığını, bu daireyi kiraya vermediğini, davacının, dairenin yüklenici tarafından tamamlanması gereken eksik işleri olduğu gerekçesiyle teslim alınmadığını, müvekkilinin tapu kaydının adına olması dışında daireyle bir ilgisinin bulunmadığını, bu sebeple davacının kiraya yönelik talebinin de yükleniciye yöneltilmesi gerektiğini savunarak; davanın her iki talep yönünden de reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 2.300,00 TL’nin ıslah tarihi olan 26.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dairemizin 30.09.2014 tarih, 2014/8019 E.; 2014/12707 K. sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiş, onama kararına karşı davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin, her iki talep yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
1)Davacının tazminat isteminin kabulü yönünden;
Somut olayda; davacı H.. ile davalı O..; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain … numaralı arsaya birlikte malik olup, bina yapılması için dava dışı yükleniciyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmışlardır. Sözleşmede, zemin katta bulunacak 1, 2 ve 3 numaralı dairelerin arsa sahiplerine verileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme uyarınca bina yapılmış, kat irtifakı sırasında zemin katta bulunan 2 numaralı daire davalı O.. adına, 1 numaralı daire davacı H.. adına tescil edilmiştir. 16.01.2008 tarihinde arsa sahipleri bir araya gelerek hisselerine düşecek daireler için kura çekimi yapmışlardır. Kurada, 1 numaralı daire davalı O..’a, 2 numaralı daire davacı H..’ye çıkmıştır. Davalı O.., 07.02.2008 tarihli ibranameyle 1 numaralı daire yönünden yükleniciyi ibra etmiştir. Davacı H.. ile davalı O.., 13.05.2008 tarihinde yüklenici aleyhine tazminat davası açarak, yüklenicinin kendilerine verdiği 1 ve 2 numaralı dairelerin binadaki diğer dairelere oranla daha küçük olduğunu belirterek bundan doğan zararlarının tazminini istemişlerdir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; binadaki diğer dairelerin değerinin 90.000,00 TL olmasına rağmen, daha küçük olmaları nedeniyle 1 numaralı dairenin 70.000,00 TL; 2 numaralı dairenin 50.000,00 TL değerinde olduğu, sözleşmede tüm dairelerin eşit olacağına dair hükme aykırı davranan yüklenicinin, H.. ve O..’ın zararını tazminle yükümlü olduğu belirtilerek, 19.04.2011 tarihli ilamla, davalı O..’ın yükleniciyi ibra etmesinden dolayı talebinin reddine, Hatice’nin talebinin kabulüyle 20.000,00 TL’nin yükleniciden tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 24.04.2012 tarih, 2011/5093 E; 2012/2760 K. sayılı ilamıyla hükmü onamıştır. Davacı H.., huzurdaki davayı 13.07.2012 tarihinde açmıştır.
./..
Görüldüğü üzere, davalı, yükleniciden kurada kendisine isabet eden 1 numaralı daireyi teslim almış, ibranameyi de 1 numaralı daire için vermiştir. Davalının, kurada davacıya isabet eden 2 numaralı daire ile her hangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki, davalı O..’ın yüklenici aleyhine açtığı tazminat davası, davadan önce yükleniciyi ibra etmesi nedeniyle reddedilmiştir. Buna göre O..’ın ibrası, davacı H..’nin değil, bizzat davalı O..’ın hak kaybına uğramasına neden olmuştur.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı O..’ın yükleniciyi ibra etmesinin davacı Hatice’ye her hangi bir zarar vermediği, davacı H..’nin uğradığını iddia ettiği zararla davalı O..’ın ibra eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Davacının kira kaybı istemi yönünden;
TMK’nın 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Bu bağlamda eldeki davada davacı, kat irtifakı sırasında 1 numaralı dairenin adına tescil edildiğini, kurada ise 2 numaralı dairenin kendisine isabet ettiğini, kendisinin 1 numaralı daireyi 2008 yılında davalının gösterdiği kişiye devrettiğini buna rağmen, davalının 2 numaralı dairenin tapusunu kendisine geç devrederek, kira kaybına uğramasına neden olduğunu iddia ettiğine göre bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür.
Davalı savunmasında, davacı H..’nin, 2 numaralı daireyi, yüklenici tarafından tamamlanması gereken eksikleri bulunduğu gerekçesiyle almaktan kaçındığını savunmuş olup, savunmasını ispat etmek adına delil olarak, yüklenici aleyhine açtıkları davada davacı Hatice’nin bu yöndeki beyanlarına dayanmıştır.
O halde mahkemece; davacının kira kaybına yönelik talebine ilişkin olarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterdikleri tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davaya konu 2 numaralı daireyi, davalının mı davacıya devretmediği, yoksa davacının mı dairenin tapusunu almaktan kaçındığı hususu tam olarak tespit edilip, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Ne var ki mahkeme kararının açıklanan bu gerekçelerle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin, 30.09.2014 tarih ve 2014/8019 E.; 2014/12707 K. sayılı onama kararının kaldırılarak mahkeme kararının BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.