Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/2058 E. 2015/12049 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2058
KARAR NO : 2015/12049
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

MAHKEMESİ : ANTALYA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2014/1159-2014/926

Taraflar arasındaki abonelik tesisi, muarazanın önlenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 30.06.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. H.. B.. geldi. Karşı taraf davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının elektrik aboneliği yapılması için davalı şirkete başvurduğunu, davalının abone sözleşmesi yapmadığını, davacının dava dışı belediye ile su abone sözleşmesi yapılmasına rağmen, davalı şirket tarafından elektrik abone sözleşmesi için muaraza çıkarıldığını belirterek, muarazanın önlenmesi ve elektrik abone sözleşmesinin yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının meskeninin bulunduğu taşınmazın Hazine’ye ait olduğunu, yapı kullanım izin belgesi olmadığını, yapı denetim kurul raporu bulunmadığını, bu durumda abonelik verilmesinin tehlikeli olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 12.10.2004 tarihinden önce yapılan yapılarda iskan ruhsatının aranmayacağından bahisle davacının evine elektrik aboneliğinin tesisine, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydının Hazine adına kayıtlı olduğu ve davacının ecrimisil ödediği anlaşılmaktadır.
Mahallinde yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre, davacının gecekondu tarzında bulunan evinin Hazine’ye ait arazide yapıldığı, kaçak ve ruhsatsız olduğu açıklanmıştır.
Dava konusu binanın iskan izninin henüz alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir. Ne var ki; davadan önce yürürlüğe girmiş bulunan 26.7.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanıp yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 25.maddesinde 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen Ek Geçici 11. madde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kanalizasyon kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara yol, su, elektrik, telefon vb.gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar geçici abonelik yapılabilir, bu halde elektrik ve su bağlanması abone için kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanamaz” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; davacıya ait evin 12.10.2004 tarihinden önce yapılıp yapılmadığının ilgili kurumlardan sorularak ve davacıdan delilleri varsa ibraz edilmesi istenerek, gerekirse tanık dinlenerek veya keşif yapılarak tespit edilmelidir. Eğer yapının 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olduğunun tespit edilmesi halinde şimdiki gibi abonelik sözleşmesi yapılmasına ilişkin karar verilmeli, aksi halde 12.10.2004 tarihinden sonra yapıldığı anlaşılırsa yukarıda açıklanan 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.