Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/2056 E. 2015/9661 K. 27.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2056
KARAR NO : 2015/9661
KARAR TARİHİ : 27.05.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2014
NUMARASI : 2013/843-2014/787

Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı(koca) ile anlaşmalı olarak boşandıkları, aradan geçen sürede müşterek çocuk Tarık’ ın büyüdüğü, ihtiyaçlarının arttığı, boşanma ile hükmolunan aylık 150 TL iştirak nafakasının 4.000 TL olarak ve her yıl TÜFE artış oranında artırımını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; fiilen aylık 250 TL nafaka ödediğini, müşterek çocuğun ihtiyaçlarına maddi katkıda bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; aradan geçen sürede müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığı, nafakanın yetersiz kaldığı, tarafların ekonomik sosyal durumları nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile nafakanın aylık 500 TL olarak artırımına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
./..
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 09.11.2007 tarihinde boşandığı, 03.11.2007 tarihli boşanma protokolü 4. maddesinde müşterek çocuğun tüm sağlık masrafları ve eğitim çağına geldiğinde de tüm eğitim masraflarının davalı tarafından karşılanacağı hususunun düzenlendiği, boşanma tarihinde yaklaşık 1 yaşında olan müşterek çocuğun iş bu dava tarihinde 6 yaşını ikmal ettiği, eğitim almaya başladığı, eğitim kurumu aylık ödemesinin dava tarihi itibariyle 1.320 TL olduğu, tarafların Türk Hava Yolları’nda kabin amiri olarak görev yaptıkları 6.000 TL ila 15.000 TL arası çalışma gün ve uçuşlarına göre değişen miktarda maaş aldıkları anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davalının boşanma protokolü ile müşterek çocuğun eğitim ve sağlık giderlerini karşılamayı üstlendiği, nafakanın niteliği, davalı babanın ekonomik durumu ve ödeme koşulları, dikkate alındığında TMK 4.maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde nafakanın artırımına gidilmesi gerekirken yazılı şekilde az miktarda iştirak nafakası takdiri hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.