Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19856 E. 2017/5816 K. 24.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19856
KARAR NO : 2017/5816
KARAR TARİHİ : 24.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekilii; müvekkillerinin müşterek çocukları olan 2001 doğumlu …. ‘ın davalı kuruma ait önceleri televizyon radarı olarak kullanılan daha sonra atıl durumda bırakılan tek katlı betonarme binada arkadaşları ile oyun oynarken, binanın çökmesi ile …. ın beton direk altında kalarak hayatını kaybettiğini, davalı kurumun 1992 yılında yapılan binanın bakımlarında gereken özeni göstermediğini binayı atıl durumda bıraktığını,bina yakınlarına gerekli işaret ve levhaları koymadığını , bu nedenle gerçekleşen ölümünün bina maliki olan davalı kurumun ihmalinden kaynaklandığı ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik anne baba için 10.000,00 er TL maddi tazminat ve 30.000,00’er TL manevi tazminatın her bir kardeşi için 20.000,00 TL manevi taminat olmak üzere toplam 240.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmşitir.
Davalı,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan BK’nun 58.maddesi hükmüne göre “Bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı mesul olur.” İlliyet bağı sorumluluğun temel şartıdır. İlliyet bağının olmadığı bir olayın failinin, meydana gelen zarardan sorumlu tutulması düşünülemez. İlliyet bağı; mağdurun zararının, zarar doğurucu eylemi yapan failin eylemi sonucu olarak meydana gelmesini ifade eder. İlliyet bağını kesen haller; mücbir sebep, zarar görenin ve 3.kişilerin kusurudur.
Somut olayda;dosya kapsamından, olay tarihi olan 16.11. 2010 tarihinde davacılar Bedrettin ve Saadet Yalçın’ın oğlu …. ‘ın davalı kuruma ait, önceleri televizyon radarı olarak kullanılan daha sonra atıl durumda bırakılan tek katlı betonarme binada arkadaşları ile oyun oynarken binanın çökmesi neticesinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; Varto Cumhuriyet Başsavcılığınca 2010/1005 soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu nazara alınarak, söz konusu olayda davalı kurumun kusuru olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, ayrıca bu dosyada kusur incelemesi yapılmamıştır.Hükme esas alınan bu kusur raporu, iş bu uyuşmazlığı çözecek mahiyette değildir.
Ayrıca; TBK.nun 74/2. (BK.nun 53.) maddesi gereğince; “Ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hakimini bağlamaz” hükmüne göre, mahkemece; ceza soruşturma dosyasında alınan bilirkişi kusur raporu ile bağlı kalmadan konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan alınacak rapor sonucuna ve belirlenecek kusur oranına göre hüküm kurulması gerekirken kusur incelemesi yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların sorumluluklarını ve kusur oranlarını ayrı ayrı gösterecek şekilde uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, kusur incelemesi yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.