Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19852 E. 2017/5211 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19852
KARAR NO : 2017/5211
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, velayeti altındaki oğlu davacı …’in 19.10.2010 tarihinde davalı belediyeye ait Perpa Ticaret merkezinde ağabeyi ve bir arkadaşı ile oyun oynarken, yerden yüksekliği 13 metre olan, etrafında ve üzerinde hiçbir uyarı levhası olmayan, kapısı açık havalandırma boşluğundan düşerek yaralandığını, olayın üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen Selahattin’in halen topallamakta, yürürken acı çekmekte, ayakta uzun süre bekleyememekte ve hiçbir sportif aktivitede bulunamadığını, uğranılan zararın tazmini için davalı idareye başvurulduğunu, zararın karşılanması yoluna gidileceği sözünü almalarına rağmen somut bir sonuç alamadıklarını ileri sürerek, davacı …’in kaza nedeniyle hangi oranda vücut genel çalışma gücünü kaybettiği ve hangi süre ile işgöremezlik halinde kaldığının şu an için bilinmesinin mümkün olmaması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 Tl maddi tazminat, olay nedeniyle davacı … için 80.000 TL, davacı anne için ise 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 41.208,67 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, davacı anne …’un manevi tazminat talebinin 818 sayılı kanun hükümleri dikkate alınarak reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın bütün, davacı tarafın aşağıdaki bend dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Borçlar Yasa’sının 47. maddesi gereğince bedensel bütünlüğün bozulması halinde duyulan elem ve acıya karşılık uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Yine anılan yasa maddesine göre manevi tazminat talep etme hakkı sadece zarar görene aittir. Yansıma yoluyla manevi tazminata hükmedilmesine olanak bulunmamaktadır.
Davalının haksız eylemi sonucu yaralanan ve olay tarihinde velayeti altında bulunduğu davacı …’in annesi davacı …’ın manevi tazminat istemleri yönünden ise sorumluluğun yasal dayanağı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesidir. Genel bir nitelik taşıyan Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi ise kişilik haklarına saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesini düzenlemektedir. Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olup fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerlerini içermektedir. Sosyal ve duygusal kişilik değerleri, kişinin toplum içindeki yeri,birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değer alanı içine giren haklardır. Bu haklar kişinin bizzat kişiliğine bağlı olmayıp özellikle aile hukuku içinde yer alan değerlerdir. Bu bağlamda Borçlar Kanunu’nun 49. maddesindeki düzenleme itibariyle, kişinin bizzat değil de yakınlarının (karı-koca, ana-baba ve çocukları) ağır yaralanması gibi somut olayın kendine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması halinde sosyal ve duygusal değerlerin ihlal edildiği ve bozulduğu, böylece aile birliği içinde korunması gereken bağlılığın zarar gördüğünün kabulü gerekir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı …’in olay nedeniyle hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı anlaşılmakta olup, davacı anne….bu olay nedeniyle cismani zarara uğramamış ise de; olay tarihinde velayeti altındaki oğlunun bu şekilde yaralanmasına bağlı üzüntü ve olayın şokunu yaşadığı, bu nedenle de ruhsal sarsıntı geçirdiği sabittir. Şu durumda davacı annenin, oğlunun yaralanması ve tedavi süreci nedeniyle, sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğradığının kabulü gerekir. Böyle bir olgu karşısında zarar görenin korunması sorumluluk hukukunun genel ilkesidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda anılan yönler gözetilerek, dosyadaki mevcut delillere göre, davacı anne….yararına da uygun miktarda bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın bütün, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.