Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2015/19790 E. 2017/5358 K. 17.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19790
KARAR NO : 2017/5358
KARAR TARİHİ : 17.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait biçerdöverin kendisine ait tamirhanede tamir edildiğini,yapılan bu işlemler sonucunda da davalının kendisine tamirat masrafı ile parça giderlerini borçlandığını, kendisinin davalıya 5.310 TL bedelli 29.06.2012 tarihli bir adet fatura kestiğini ve bu faturayı 23.07.2012 tarihinde iadeli taahhütlü olarak davalıya gönderdiğini,postayı davalının 03.08.2012 tarihinde aldığı ve itirazda bulunmadığını,bu şekli ile faturanın kesinleştiğini; davalının, ilgili faturadan kaynaklı borcunu ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davacı alacaklıyı hiç tanımadığını,kendisine davaya konu edilen fatura nedeniyle iş emri vermediğini ve hiçbir parça teslim almadığını,irsaliye de imzalamadığını; bu nedenle, davacıya borcu bulunmadığını; yine, davaya konu edilen faturayı da iddia edildiği gibi 03.08.2012 tarihinde teslim almadığını,ilgili faturadan icra takibi neticesinde haberdar olduğunu; dosyaya sunulan posta alındı belgesi incelendiğinde de görüleceği üzere alıcı olarak hem kendisinin hem de üçüncü bir şahsın isminin yer aldığını; fatura üzerinde de önce başkasının ismi yazılı iken sonradan bu ismin üzerinin çizilmesi suretiyle kendisinin isminin yazıldığını,davacı alacaklının kötüniyetli olduğunu savunarak; davanın reddi ile lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davalı borçlunun Tavas icra müdürlüğü’nün 2013/631 esas sayılı takip dosyasındaki itirazının iptaline, takibin devamına;davalı borçlunun asıl alacak olan 5.310 TL’ nin % 20 si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
TMK’nun 6. maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde (BK’nın 355. ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacının, genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; davacı yüklenicinin, davalı iş sahibinin aracını tamir etmesi nedeniyle, davalı iş sahibi adına 29.06.2012 tarihli 5.310,00 TL bedelli fatura düzenlediği, davaya konu edilen faturanın üzeri tam okunamamakla birlikte ilk önce Zeliha Kel adına düzenlendiği,sonrasında ise ”Zeliha” isminin üzeri çizilerek ”Züleyha” olarak düzeltildiği, faturanın alt kısmında ise ”mal işyerinde teslim edilmiştir” ibaresinin bulunduğu; ancak, teslim alanın imzasının bulunmadığı, dosyaya davacı tarafça göndereni Ali Albay, alıcısının ise … olduğu 23.07.2012 tarihinde taahhütlü olarak PTT aracılığı ile gönderilen taahhüt evrakının fotokopisinin sunulduğu; yine, davacının bilirkişi aracılığı ile 2012 işletme defterlerinin incelenmesinde ise,gelir sayfasının 160 sırasına kayıtlı 29.06.2012 tarihli 21914 numaralı davalı adına 5.310 TL’lik satış faturasının kaydedildiği,faturanın ödenip ödenmediğinin ise tespitinin yapılmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Ne varki , taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmadığı sabittir.Davalı,davacının iddiasını inkar etmiş olup;davacı,iddiasını ispat için fatura ,icra dosyası,posta alındı belgesini delil olarak göstermiştir. Fatura; tek taraflı ve davacı tarafından düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir, bu nedenle, davacının iddiasını ispat için yeterli değildir.Bu durumda ;ön sorun olarak, akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınması gerektiği ve yine davaya konu olayda, miktar itibariyle tanık dinlenemeyeceğinin de mahkemece gözetilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
2-Bundan ayrı, hakim, davanın çözümü için kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünü almalıdır. (HMK m.266 v.d). Bilirkişi kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip ve o konuda uzmanlaşmış olmalıdır. Somut olayda, bilirkişi olarak görüşüne başvurulan kişi, mali müşavir olup, dava konusu araç tamiri konusunda ehil değildir.
3-Yine,dava, araç tamirine ilişkin alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar sonucu saptanabileceğinden davaya konu edilen alacağın likit kabul edilemeyeceği de kuşkusuz olmakla,davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, öncelikle ispat yükünün davacı yüklenicide olduğunun dikkate alınması,bu çerçevede davaya konu edilen alacağın faturaya dayalı alacak olduğu ve taraflar arasında akdi ilişkinin ispatına yarayan yazılı bir sözleşme bulunmadığının da gözetilmesi suretiyle, davacı tarafından düzenlenmiş fatura içeriği ile ilgili araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığının araç üzerinde alanında
uzman bilirkişi (makine mühendisi) marifetiyle keşif yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğinin düşünülmesi,akdi ilişkinin varlığının tespit edilememesi durumunda ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi; yine, yukarıda açıklandığı üzere davaya konu edilen alacak araç tamirine ilişkin olduğundan alacağın varlığı ve miktarının yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi raporu alınmak suretiyle belirlenebileceği dikkate alınarak davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin de gözetilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere , 17.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.